1000 TL ÜZERİ ALIŞVERİŞLERİNİZDE KARGO ÜCRETSİZ

Şeftali Yetiştiricilğinde Karşılaşılan Hastalıklar 2

Kök Kanseri
Hastalık Tanımı :
Kök kanseri hastalığını yapan bakteri 0.4-0.8x1.0-3.0 mikron boyutlarında, Gram-negatif olup aside dayanıklı değildir. Optimum gelişme sıcaklığı 25-30 °C, minimum O °C ve maksimum gelişme sıcaklığı ise 37 °C'dir. Bakterinin termal ölüm noktası 50-52 °C'dir. Etmen, toprakta uzun süre yaşayabilmekte ve işlenen topraklarda da virülensini koruyabilmektedir. Alkali topraklarda, hafif asit karakterde olanlara oranla daha çok yayıldığı saptanmıştır.

Bakteri bir yara parazitidir. Bitkiye köklerden böceklerin, nematodların ve mekanik işlemler sonucu açılan yaralardan kolayca girerek ur (tümör) oluşturmaktadır.
Yaşayış
:
Hastalık meyve ağaçları ile, bazı orman ve park ağaçlarının kök boğazlarında görülür. Asmada çubuklarda ve daha doğrusu kollarda meydana gelen bu hastalık, pancarda yumrularda oluşmaktadır. Hastalığın yerleşim yeri ağaçların kök boğazı olmakla beraber ender olarak kök ve toprak üstü aksamlarında da görülür. İnce ve derin köklerde hastalık hemen hemen görülmez. Kökler kalınlaştıkça ve kök boğazına yaklaştıkça hastalığın bulunma oranı artar. Bakterinin bulunduğu yerdeki parankima hücrelerinin aşırı çoğalmaları sonucu başlayan hastalığın ilk belirtisi küçücük urdur. Oluşan urların yüzeyi düzgün ve yumuşaktır. Ancak ur büyüdükçe dış yüzeyi kurur, esmerleşir ve pürüzlü bir görünüm alır. Ur irileştiği zaman yan kökleri yok eder. Yaşlı urlar parçalanarak dökülür ve toprağa karışırlar. Ölü olduklarından içlerinde bakteri yoktur. Asmada ise belirti, köklerde değil, gövde, kol ve çubuklarda görülür. Asmanın gövde, kol ve çubuklarında yaranın oluşumuna göre meydana gelen urlar farklı görünüm arz ederler. Don çatlakları boyunca oluşan bu kanser yaraları halk arasında ""sıraca"" yada ""uyuz"" adını alır.

Fidanlıklarda ise, köklü asma çubuklarının kök boğazında ve köklerinde (fındık ve ceviz büyüklüğünde) tümörler görülür. Tümörler başlangıçta krem renkli olup sonra esmerleşir ve yüzeyleri çatlar , hastalığa şiddetli yakalanan fidanlar iyi gelişemezler. Genç ağaçlar enfeksiyondan çok etkilenirler ve kısa sürede kururlar. Yaşlı ağaçlar ise az ve kalitesiz meyve verirler. Hastalık, bulaşık fidan ve topraklarla yayılmaktadır.
Kültürel Önlemler
:
Fidanlık veya meyve bahçesi plantasyonu kurulurken ağır ve nemli topraklardan kaçınılmalı, eğer tesis kurulmuşsa drenaj kanalları açılmalıdır.
Toprağa fazla çiftlik gübresi vermek yerine kompoze gübre verilmelidir.
Aşıda anaç kalem uyumuna dikkat edilmeli, yara yerinden bakteri girişini engellemek için aşı yerleri aşı macunu ile kapatılmalıdır.
Toprak altı zararlıları ile mücadele edilmelidir.
Kanserli fidanlar yok edilmelidir.
Fidanlık kurarken önce fidanlık toprağının bu bakteriyle bulaşık olup olmadığını kontrol etmek gerekir. Bunun için ilkbaharda iyi işlenmiş toprağa 1-2 yaşında kökleri traş edilmiş ve temiz şeftali çöğürleri 1-3 m aralıklarla dikilir. Sonbaharda çöğürler sökülerek köklerde ur olup olmadığı kontrol edilir. Çöğürler bulaşık çıkarsa, bu toprakta fidancılık yapılmamalıdır.
Bahçedeki kanserli ağaçlar sökülmeli çukur çevresine 40 cm. derinlik ve 20 cm. genişliğinde tecrit çukuru açılarak içerisi sönmemiş kireçle doldurulmalıdır.
Kimyasal Mücadele
:
Meyve ağaçlarındaki kök kanserine karşı, yazın birer hafta ara ile iki operasyonla tümörler bıçakla iyice temizlenerek yara yerine % 5 oranında göztaşı eriyiği ve kuruduktan sonra da nebati katran fırça ile sürülür. Yarısı açılmış kök ve kök boğazı tekrar toprakla kapatılır.

Bağlardaki kök kanserine karşı budama işlerinde kullanılacak aletler (% 3 Lizol veya % 10 sodyum hypoklorit) bir dezenfektana batırılmalıdır. Hasattan sonra gövde ve dallardaki tümörler bıçakla iyice temizlendikten sonra % 5 oranında göztaşı eriyiği ve kuruduktan sonra da nebati katran sürülür.
İlaçlama Zamanı
:
Meyve ağaçlarında ve bağlarda kök kanserine karşı ilaçlı mücadele, yazın, Ağustos ve Eylül aylarında yapılır.

İlaç Detayları :
Etken MaddeFormülasyonMiktar
Bakır sülfat %99,5KR5 kg

Armillaria Kök Çürüklüğü Hastalığı
Hastalık Tanımı :
Hastalık etmeni şapkalı bir fungustur. Şapkalarını sonbaharın ilk yağmurlarından sonra oluşturur. Hasta ağaçların kütüklerinde oluşan Sarımsı kahverengi olan ve aşağıya doğru siyahlaşan şapkalar 5 - 15 cm çapındadır. Bu şapkalar misellerden oluşan rizomorfların ucunda meydana gelir. Rizomorflar kalın, silindir şeklinde koyu renkli misel uzantılarıdır. Uç kısımları renksiz ve akışkan madde ile çevrili olan rizomorfların dışı koyu, içi beyazdır. Şapkanın altında bulunan lamellerde olgunlaşan basidiosporlar 8-9 x 5-6 mikron boyutundadırlar. Fungus hem toprakta, hem de odun dokusunda yaşar; ölü ağaçlarda ve toprakta kalan kök parçalarında uzun süre yaşamını sürdürür. Nemli yerlerde iyi gelişme olanağı bulur.
Yaşayış
:
Orman ve meyve ağaçlarının köklerinde çürüklük yaparak ağaçların ölümüne neden olur. Hastalığa yakalanan ağaçlarda sürgün oluşumu azalır, yapraklar sararır ve dökülür, sürgün ve dallar ölmeye ve kurumaya başlar, nihayet ağaçlar tamamen kururlar. Bu belirtilerin oluşumu ve ağaçların ölümü 4 yıllık süreyi gerektirir, ancak şiddetli enfeksiyon koşullarında bu süre 1-2 yıldır. Hastalığa yakalanmış ağaçların kökleri incelendiğinde ikinci köklerden başlayarak kök boğazına kadar kabuk dokusu ile odun dokusu arasında beyaz fungal tabakanın oluştuğu görülür. Hastalığın başlangıcında odun dokusu açık kahverengidir, daha sonra sarımtırak veya beyaz süngerimsi dokuya dönüşür.

Ağaçların yaşamlarının kısalmasına, ağacın verim yaşında ölümüne neden olduğu için ekonomik açıdan önemlidir. Toprağı iyi seçilmemiş, bahçe kuruluşu ve kültürel işlemleri tekniğine uygun yapılmamış bahçelerde etmen kolay gelişebilmektedir. Bu fungusun entansif tarım yapılan bahçelerdeki ağaçları çok az hastalandırdığı bilinmektedir.
Kültürel Önlemler
:
Kuruyan ağaçlar bahçeden sökülerek imha edilmeli ve yerlerinde kireç söndürülmelidir.
Hastalık bahçenin belli kesimlerinde ise rizomorfların sağlam ağaçlara ulaşmaması için hasta olanlar 60 cm derinlik ve 30 cm genişlikteki hendekler ile izole edilmelidir.
Çevre bahçelerde hastalığın bulunduğu durumlarda sel sularının getireceği hastalıklı parçaların girişini önlemek için bahçenin çevresine 60-70 cm derinlikte hendekler açılmalıdır.
Ağaçlar sağlam ve sağlıklı yetiştirilmeli, bunun için tekniğin gerektirdiği önlemler alınmalıdır.
Orman ağaçlarının kesimiyle elde edilen boş araziye hemen meyve bahçesi tesis edilmemeli, toprak 2-3 yıl boş bırakılmalıdır.
Sonbaharın ilk yağmurlarından sonra oluşan fungusun şapkaları ve oluştukları yerdeki kök parçalan imha edilmelidir.
Ağaçlar derin dikilmemeli. aşırı sulanmamalı ve köklerin yaralanmamasına dikkat edilmelidir
Kimyasal Mücadele
:
Ağaçların kök ve kök boğazları ilaçlı suyla iyice sulanmalıdır.
İlaçlama Zamanı
:
İlaçlamalara hastalık görüldüğünde başlanır.


Sharka Virüsü Hastalığı
Yalnız canlı odunsu ve otsu bitki hücrelerinde yaşar ve çoğalabilir. Bunun dışında vektör ve bitki özsuyunda enfeksiyon yeteneğini kısa bir süre muhafaza edebilir. Konukçuda sistemiktir.

Doğada yaprak biti vektörlerle yayılır. En önemlileri, Phorodon pruni , Brach-ycadus helichrysi, B. cardiu, Myzus persicae, dır. Aphis craccivora ' nin da sharka virüsünü naklettiği tespit edilmiştir.

Sharka virüsü her türlü vegetatif aksamla (aşı kalemi, göz, çelik, kabuk) bulaşık çöğür, kök kaynaşması ile nakil olur.

Virüsün tohumla geçmesi olasılığı da vardır.
Yaşayış
:
Hastalığın en önemli konukçuları olan erik, kayısı ve şeftalide belirtiler genel olarak yaprak ve meyvede görülür. Erik ve kayısılarda yaprak belirtilen, sarı leke, band, halka şeklindedir.Şeftalilerde yaprak belirtileri damarlar boyunca renk açılması, sarı lekeler ve yaprakta deformasyon şeklinde görülür. Belirtiler ilkbaharda, ilk yapraklanma devresinde görülebilir. Kayısı ve eriklerde bütün bir vegetasyon yaprak belirtileri görülebilir, bilhassa ağacın gölge ve serin olan iç kısımlarında, genç sürgünlerde belirgindir.

Meyve belirtileri; erikte özellikle mürdüm eriğinde nokta ve bantlar veya halka şeklinde çöküntüler olum devresine yakın meydana gelir. Meyve kesitinde, bu çökmüş yerlerin koyu kahverengi, lastik gibi ve çekirdeğe yapışık olduğu görülür. Çekirdekte meyvedeki belirtinin adeta iz düşümü meydana gelir. Bunlar koyu renkli nokta, halka ve bandlar şeklindedir. Kayısıda genel olarak meyvede deformasyon, halka ve bandlar görülür. Çekirdekte belirtiler çok belirgindir.

Şeftalide meyve kayısıya benzer belirti gösterir.

Meyve dökümü her üç türde meyve olumundan evvel görülür, oldukça önemlidir.

Genel olarak yaşlı ağaçlarda yaprak belirtileri güç tespit edilebilir. Ağır bir budamadan sonra gelen sürgünlerde belirtiler tam olarak görülebilir. Hastalık belirtisi gösteren meyveler ticari değerini tamamen kaybeder. Çünkü meyve tatsız, kuru ve kauçuk gibi bir hal alır. Kurutmalık ve reçellik olarak değeri yoktur. Eriğin alkol sanayinde kullanıldığı Balkan ülkelerinde, bu hastalık nedeniyle sanayi değeri kalmayan geniş erik plantasyonları imha edilmiştir.

Ülkemizde yetiştirilen reçellik imrahor kayısı çeşidi ile Köstendil mürdüm eriği çeşidi hastalığa karşı çok duyarlıdır. Hastalığa yakalanmış bu çeşitlerde meyve, yaprak ve çekirdekte belirti görülür. Bu çeşitler ekonomik olarak değerlerini tamamen kaybeder.
Kültürel Önlemler :
Virüsün enfeksiyon kaynaklarının ortadan kaldırılması en etkin önlemdir. Bunun için en başta fidanlıkların kontrol altına alınması gereklidir. Fidanlıklarda çöğür fidan ve aşı materyalinin alındığı damızlık ağaçlar her yıl kontrol edilmeli ve hastalık belirtisi gösteren fertler derhal imha edilmelidir. Belirti göstermeyen yaşlı ağaçlarda bir dalda ağır budama yapılmalı, bu şekilde hastalığın bir maskeleme durumu olup olmadığı kontrol edilmelidir. Ayrıca damızlık ağaçlardan her yıl alınacak gözlerin endikatör olan GF 305 (şeftali), İmrahor (kayısı) ve Köstendil (erik) üzerine aşı yapılarak sağlık durumunun kontrolü yapılmalıdır.

Bundan başka Türkiye çapında yapılacak sürveylerle hastalığın kontrolü yapılmalı ve hasta ağaçların imhası sağlanmalıdır.

Bu arada virüse duyarlı yabani formlar (çakal eriği gibi) imha edilmelidir. Orman ve tarlalarda bulunan bu formlar doğal infeksiyon kaynağı olabilirler. Ayrıca vektör ve virüsün konukçusu sistemik belirti gösteren olan otsu bitkilerde dikkate alınmalıdır.

Hastalığa dayanıklı çeşitlerin yetiştirilmesi, bunların anaç olarak kullanılması hastalıktan korunma tedbirleri arasındadır.

Hasta ve hasta şüphesi olan ağaçlardan hiçbir üretim materyali (aşı kalemi, göz, çekirdek) alınmamalıdır.

Sert Çekirdekli Meyvelerde Halkalı Leke Virüsü
Latincesi :
Prunus necrotic ringspot ilarvirus (PNRSV)
Hastalık Tanımı
:
Virüs 23, 25 ve 27 nm çapında izometrik tek sarmal RNA yapısında partiküllere sahiptir. Her bir partikülün nükleik asit oram %16, protein oranı ise %84'tür. Prunus necrotic ringspot ilarvirus*\x kalem, aşı gözü, tohum ve polen ile taşınır. Tohumla taşınma oranı, Prunus pennsyivanicarda %80'nin üzerinde, Mahlep e %53, Kuş kirazı %15'tir. Şeftali tohumları ile düşük oranda taşındığı saptanmıştır. Virüs mekanik olarak da taşınır. Ancak bitkilerin birbirleri ile temasıyla taşınmaz.
Yaşayış
:
Virüsün belirtileri bazı konukçularda süreklidir. Bazı konukçularında ise latent olarak kalır.

Kirazlarda, İlkbaharda ağaçta sürgün başladıktan hemen sonra, yapraklarda açık ve koyu yeşil beneklenme, nekrotik çizgi ve halkalar şeklinde lekeler görülür. Bu lekeler genellikle şekilsiz olup nadiren yuvarlaktır. Zamanla lekeler dökülünce yaprak delik deşik bir görünüm alır. Ayrıca yaprak şekli bozulur. Belirtiler çeşide göre değişebilir

Vişnelerde ise; enfeksiyonun ilk yılında, hastalığa yakalanan ağaçlar çiçek açmaz, kapalı tomurcuk halinde kalarak kahverengileşir ve kurur. Açan çiçeklerde ise taç yapraklar ve dişi organ oluşmaz. Yaprak tomurcuklan geç ve zor teşekkül eder. Yapraklar normale göre daha küçük, şekilleri bozuk, kenarları yukarıya doğru kıvrık olur. Aynı zamanda, yapraklarda açık yeşil halkalı lekeler, çizgiler ve kahverengi nekrotik lekeler oluşabilir. Bu lekeler daha sonra dökülür ve yaprak delik deşik bir görünüm kazanır. Enfeksiyonun ikinci yılında, çiçek ve yaprak oluşumu normale döner. Yaşlı yapraklarda nekrotik ve halkalı lekeler görülmez­ken, genç yapraklarda hafif san mozaik benzeri lekeler görülür. İkinci yıl gelişen sürgünlerin yapraklarında enasyonlar oluşabilir. Şiddetli enfeksiyonlarda çıplak sürgün oluşumu görülür. Bunu, ağaçlarda gelişme geriliği ve ölüm takip eder.

Şeftali yapraklarında ise kahverengi çizgi ve halkalara yol açar. Virüs %50'ye kadar verim düşüklüğüne ve fidanlıklarda da %60'a kadar anaç ka­lem uyuşmazlığına sebep olmaktadır.

Ülkemizde sert çekirdekli meyve yetiştirilen bölgelerde sınırlı olarak görül­mektedir.
Kültürel Önlemler
:
- Yeni kurulan fidanlık ve bahçelerin eski bahçelerden uzakta, virüsten ari fidanlarla kurulması gereklidir.

- Fidanlıklar her vejetasyon döneminde kontrol edilerek, hastalık belirtileri gösteren fidanların hemen sökülüp yok edilmesi hastalığın yayılma oranını azaltır.

- Sertiflkasyon programı dahilinde elde edilen sağlıklı üretim materyali ve fidan kullanılmalıdır.

Şeftalide Yaprak Delen Hastalığı
Hastalık Tanımı :
Etmenin miselyumu bölmeli, silindirik, kalınlığı değişik çaplarda ve eklemli, açık yeşil-griden kahverengine kadar değişen görünümdedir. Konidiler aservuluslar içinde basit konidiforlar üzerinde oluşur. Renkleri parlak sandan kahverengine kadar değişen konidiler elips şeklinde ve 2-8 bölmelidir.

Fungus kışı hastalıklı tomurcuk pulları arasında misel halinde geçirir. Burada oluşan stromadan ilkbaharda meydana gelen konidiler primer enfeksiyonları gerçekleştirirler. Bir yıllık ve daha yaşlı kanserler ile hastalıklı tomurcuklar primer enfeksiyon kaynaklarıdır. Sekonder enfeksiyon kaynakları ise enfekteli sürgün ve yapraklardır.
Yaşayış
:
Hastalık, ağacın tomurcuk, yaprak, sürgün ve bazen de meyvelerinde belirtiler oluşturur.

Yapraklarda ilk lekeler 1 mm çapta, yuvarlak, kırmızımsı-sarı renktedirler. Giderek koyu kahverengileşen lekelerin kuruyarak düşmesiyle yaprak bu hastalık için tipik olan delinmiş gibi bir görünüm kazanır.

Enfekteli tomurcuklar ilkbaharda parlak, zamklı ve kolayca yerlerinden kopmamalarıyla sağlamlardan ayrılırlar. Hastalıkla bulaşık tomurcukların dibinde önce lezyonlar, sonra zamanla büyüyen kanser yaralan oluşur. Sürgündeki bu yuvarlak kahverengi kanser yaraları zamanla genişler ve zamk salgısı görülür.

Hastalık yapraktaki delinme ve dökülme zararlarıyla asimilasyon alanlarında kayıp oluşturarak, ağaçların zayıflamasına neden olur. Ayrıca tomurcuklarda oluşturduğu zarar ve sürgünlerde neden olduğu kurumalar ile şeftali ağaçlarında önemli kayıplara yol açar. Hastalık yurdumuzda taş çekirdekli meyvelerin yetiştirildiği tüm bölgelerde yaygındır.
Kültürel Önlemler
:
Hastalıklı tomurcuk ve kanser yarası bulunan dal ve sürgünler budanarak bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Sulama, gübreleme, toprak işlemesi ve budama iyi bir havalanma ve ağacın kuvvetli gelişmesini sağlayacak şekilde uygulanmalıdır.
Kimyasal Mücadele
:
Rüzgarsız havada, tüm aksamı kaplayacak şekilde yapılmalıdır.
İlaçlama Zamanı :
1. İlaçlama: Sonbaharda yaprak dökümünden hemen sonra,
2. İlaçlama: İlkbaharda çiçek tomurcuklan açılmadan önce yapılmalıdır.

İlaç Detayları :
Etken MaddeFormülasyonMiktar
%77 Teknik Bordo Bulamacı
1250-650 gr/100 lt.su.
Bakır oksiklorid %50WP800 g ( 1 ilaçlama) -(2 .ilaçlama 400 g)
Bakır oksit %50WP800 g ( 1 ilaçlama) -(2 .ilaçlama 400 g)
Bordo bulamacıSIVI1000+2000 g (1.ilaçlama) (2.ilaçlama 500+1000 g)
Captan %50WP300 g
Folpet %50WP300 g/l (3.ilaçlama 200 g)
Maneb %80WP300 g
Thiram (TMTD) %80WP/WG300 g
Ziram %80WP300 g

Şeftali Yaprak Kıvırcıklığı
Hastalık Tanımı :
Etmen suni ortamlarda miselyum oluşturamaz. Ancak konukçu dokusunda somatik miselyum oluşturur. Askuslar genellikle yaprakların üst yüzeyinde meydana gelirler, yan yana sıkı bir durumda bulunurlar. Şekilleri silindir veya ovaldir, üst kısımları alt kısımlara göre daha geniştir ve 8 askospor bulundururlar. Askosporlar tek hücreli ve renksizdir. Askuslar olgunlaşınca askosporlar uç kısımdan çıkarak yaprağın üzerine yayılırlar ve yaprağın üstü beyazımtırak veya pembemsi görünüm alır.

Konidiler askosporların tomurcuklanması ile oluşurlar, tek çekirdekli, ince çeperli sekonder sporlardır. Tomurcuklanma bazen askus içinde de olur. Bunlar bitkinin çeşitli kısımlarına yayılırlar ve zamanla çeperleri kalınlaşır, ilk durumlarını kaybederler.

Fungusun, konukçusunun bazı kısımlarında kalın çeperli konidiler ve misel şeklinde kışladığı belirlenmiştir. Bu konidilerden ilkbaharda hifler oluşur ve yüz sporlarına benzer konidiler meydana gelir. Fungus epidermal hücrelerden veya stomalardan penetrasyon yapar. Enfeksiyonlar ilkbaharda uç sürgün gözlerinden yeşil organların görülmeye başlamasıyla olur. Yumuşak ve nemli kışlar enfeksiyon için uygundur. Sporlar minimum 10 °C, optimum 20 °C sıcaklıkta çimlenirler, 26-30 °C sıcaklıklarda gelişme durur.
Yaşayış
:
Şeftali yaprak kıvırcıklığı, şeftali yetiştirilen tüm bölgelerde görülür. Yaprak ve genç sürgünleri hastalandırır, bazen meyve ve çiçeklerde de bozulmalara neden olabilir. Hastalığın belirtileri özellikle ilkbaharda görülür, ancak iklim koşullarına bağımlı olarak yaz ortalarına kadar da görülebilir.

Hastalık genç yapraklarda klorofilin bozulmasına neden olduğundan renk sarı veya beyazımtıraktır. Yaprak dokusunda derinlemesine bozulma söz konusudur ve yaprakta büzülme ve spiral şeklinde bükülme görülür. Enfeksiyon erken olduğunda, belirtiler genç yaprak buketleri üzerinde görülür, yapraklar iyice büzülürler, artık büyüyemezler ve ağaç üzerinde kururlar. Enfeksiyon geç olursa yaprağın sadece bir bölümü hastalanır, kırmızımtırak veya şarap tortusu rengindeki hastalıklı bölümler sert ve kırılgan olurlar. Hasta yapraklar normal yapraklardan daha kalındırlar. Koşullar uygun olduğunda hastalıklı kısımların üzerinde fungusun konidilerinden oluşan beyazımtırak bir tabaka oluşur.

Hastalığa yakalanmış genç sürgünler kalınlaşırlar, eğilirler ve gelişmeleri çok yavaşlar. Bunlardan kloklu yaprak buketleri oluşur. Dalın kalınlaşması hasta kısımlarda sarı veya koyu kırmızı renkte kabarıklıklar şeklinde olur. Enfeksiyon gözlerin patlaması sırasında gerçekleşirse dal normal gelişmez, boğumlar arası kısalır ve dalın ucunda ağaç üzerinde büzülmüş ve kurumuş yaprak buketleri bulunur.

Meyvede bozulmalar, meyvenin bir kısmında sarı veya kırmızı renkte gelişigüzel şişkinlikler şeklindedir. Zamanla bu kısımlar irileşir ve yaralar daha koyu renge dönüşür. Tümörlü bir görünüm alan meyvelerin zamanla çatladığı ve çekirdek evine kadar yarıldığı görülür.

Hastalık ekonomik yönden önemlidir. Şiddetli görüldüğü yıllarda tüm yapraklar dökülür, ikinci kez uyanan gözlerden zayıf yapılı yapraklar oluşur. Bu durumda gelecek yılın meyve gözlerinin oluşumu ya tamamen engellenmiş veya önemli oranda azalmış olur. Meyveler olgunlaşmadan dökülürler. Enfeksiyon direkt meyvede gerçekleşmiş ise meyvenin şekli ve rengi bozulur, tadı değişir, pazar değeri düşer. Ekstrem koşullarda sürgün ve dalların, hatta ağacın kuruduğu görülebilir.
Kimyasal Mücadele
:
İlaçlar ağaçlarda tomurcukların üzerine gelecek şekilde uygulanmalıdır.
İlaçlama Zamanı
:
İlaçlama tomurcuklar kabarmaya başladığı dönemde yapılmalıdır.

İlaç Detayları :
Etken MaddeFormülasyonMiktar
Bakır kalsiyum oksiklorid 16 %WP1.500 g
Bakır oksiklorid %50WP800 g
Bakır oksit %50WP800 g
Bordo bulamacıSIVI1.000 + 2000 g
Cyproconazole+Captan 1+%75WG125 g
Dithianon %70WG100 g
Dodine 500 g/lFW175 ml
Folpet %50WP300 g
Ziram %76WG200 g

Şeftali Küllemesi Hastalığı
Hastalık Tanımı :
Etmenin miselyumları gelişmenin başlangıcında renksiz, sonraları beyaz ve bölmelidir. Konukçu epidermis dokusunda gelişir ve bitki yüzeyinde bir miselyum örtüsü oluşur. Kısa ve dik olan miselyumlardan oluşan konidioforlar üzerindeki konidiumlar renksiz, fıçı veya elipsoid şeklinde ve plazması vokuollu ve granüllüdür. Konidiumlar zincir şeklindedir ve olgunlaşınca dağılırlar. Bir zincir üzerinde 5-11 konidium bulunmaktadır.

Kleistotesyumlar koşullara bağlı olarak sürgünler üzerindeki miselyumlar arasında armut veya küre şeklinde oluşmaktadır. Dış çeper hücreleri muntazam olmayıp renkleri açık kahverenginden koyu kahverengine kadar değişir. Tutunucuları basit miselyum şeklinde, biraz kıvrımlı olup fazla uzun değillerdir. Kleistotesyumlar içinde bir askus bulunmaktadır. Askuslar yuvarlak veya yumurta şeklinde kalın çeperli olup içinde 8 askospor bulunur. Askosporlar oval veya yumurta şeklinde, belirsiz vokuollu, granül plazmali ve renksiz görünümdedir.

Fungus kışı koşullara bağlı olarak miselyum ve kleistotesyum şeklinde geçirmektedir. Koşullar kleistotesyum oluşumuna uygun ise miseller genellikle fonksiyonlarını yitirirler. Fungus kışı kleistotesyum şeklinde geçirmiş ise, ilkbaharda askosporlar primer enfeksiyonları gerçekleştirmektedir. Enfeksiyondan sonra miselyum ve miselyurn üstünde konidiumlar oluşmaktadır. Eğer fungus kışı miselyum şeklinde geçirirse, mi-selyumun ilkbaharda sürgünde gelişmesiyle yeni miseller ve konidiler oluşmaktadır. Her iki durumda da konidiler sekonder enfeksiyonları gerçekleştirirler. Konidium oluşumu sürdükçe yeni enfeksiyonlar oluşacaktır. Sonbaharda havaların soğuması ve konukçuda yeni besinlerin oluşmaması nedeniyle konidium oluşumu durur ve sürgünler üzerindeki miselyumlann çeperleri kalınlaşır. Çeperleri kalınlaşan miselyumlar arasında kleistotesyumlar oluşmaktadır.

Şeftali küllemesi etmeninin gelişimi için uygun sıcaklıklar 21-28 °C' dir. Konidiumların çimlenmesi için ise, 15-25 °C sıcaklıklar optimum değerlerdir
Yaşayış
:
Hastalık, yaprak, sürgün ve meyvelerde belirti oluşturmaktadır. İlkbaharda genç sürgün uçlarındaki yapraklarda önce hafifçe bir kabarıklık, yağlımsı bir görünüş ve renk açılması meydana gelmektedir. Daha sonra kabarıklığın arkasındaki yüzeyde gri, beyaz unumsu bir tabaka oluşur. Yaprağın şiddetli enfeksiyona uğramış kısmı az gelişmekte, eni daralmakta, içe doğru kıvrılmaktadır. Bu yapraklar zamanla kavrularak, hafif kırmızımtırak renk alır ve erken dökülürler. Fungus sürgün ucundan itibaren 3-4 yaprağı enfeksiyon yapabilme yeteneğindedir.

Fungus tarafından enfeksiyona uğramış yeşil sürgünler enfeksiyona uğradıkları yerden bükülmekte, gelişme yavaşlamakta ve alt kısımlardan yeni sürgünler oluşarak süpürgeleşme görülmektedir. Hastalıklı sürgünlerin uçları kütleşip, gözler arası kısalmakta ve göz oluşumu engellenmektedir. Şiddetli enfeksiyonlarda ise sürgünlerin uç kısımları kurumaktadır. Sonbahara doğru enfeksiyona uğrayan sürgünlerin üzerinde grimsi-beyaz miselyum yığınları oluşmaktadır.

Çağla büyüklüğündeki meyveler fungus enfeksiyonuyla hastalandırılmakta ve meyveler üzerinde beyaz lekeler oluşmaktadır. Hastalıklı meyveler iyi gelişememekte, çatlamalar görülmekte ve tadı bozulmaktadır. Döllenme sırasında gerçekleşen enfeksiyonlarda meyveler gelişemeden dökülürler. Şeftali küllemesi hastalığı, oluşacak meyve sayısı ve kalitesini etkilemektedir. Ayrıca, yıllık sürgünlerde oluşacak göz oluşumunu etkilediği, ve yaprakları hastalandırdığından dolayısıyla gelecek yılın odun ve meyve gözlerinin gelişimini engellediği için verim üzerinde etkili olabilmektedir. Epidemi yıllarında hastalığın ağacın gelişimine ve verimine % 80-100 oranında etkili olduğu belirlenmiştir. Koşullara göre değişmekle beraber, tüm bölgelerimizde hastalık görülmektedir.
Kültürel Önlemler
:
Hastalığın kuruttuğu sürgün, filiz ve obur dallar enfeksiyonlu kısmın 20 cm altından budanarak bahçeden uzaklaştırılmalıdır veya y kılmalıdır. Sık dikimden ve ağaçların havalanmasını engelleyecek budama şekillerinden kaçınılmalıdır. Ekonomik önemi olmayan duyarlı çeşitlerle bahçe tesis edilmemelidir.
Kimyasal Mücadele
:
İlaçlamalar rüzgarsız havalarda ve günün serin saatlerinde yapılmalıdır. İlaç bitki aksamının tümünü kaplayacak şekilde uygulanmalıdır. Çok sıcak kuru havalarda kükürtlü preparatlar kullanılmamalıdır.
İlaçlama Zamanı :
Hastalığa karşı 1. ilaçlama zamanı önceki yıllardaki hastalığın yoğunluğuna göre belirlenmelidir. Eğer bir yıl önce epidemi söz konusu değilse 1. ilaçlama belirtiler görülür görülmez yapılmalıdır. Eğer epidemi görülmüş ise, yapılacak surveylerde budamadan sonra ağaçlardaki hastalıklı sürgün oranı % 3 oranında ise, ilk enfeksiyonların başlamadığı dönemde l. ilaçlama yapılmalıdır. Bunun için de bölgelerde önceki yıllarda ilk belirtilerin görülme tarihinden en az 5 - 8 gün (fungusun inkübasyon süresi) önce ilaçlamalar başlamalıdır. Yıllara, bölgelere ve bahçenin özelliklerine göre değişmekle birlikte Bursa'da ilk enfeksiyonların sürgünler ortalama 20 cm. uzunluğa ulaştığında başladığı belirlenmiştir. Diğer ilaçlamalar bitkinin gelişmesine, fungisidin etki süresine göre 8-12 gün aralarla hastalık baskı alında tutuluncaya kadar uygulanır. Epidemik yıllarda gerekirse hasattan sonra da büyüyecek olan sürgün ve yapraklan korumak için mücadele sürdürebilir

İlaç Detayları :
Etken MaddeFormülasyonMiktar
Benomyl %50WP60 g
Bupirimate 2500 g/lEC40 ml
Dinocap 370 g/lEC 50 ml
Kükürt %73WP500 g
Kükürt %80WP400 g
Nitrothalissopropyl S %16,7 +%53,3WP 150 g
Pyrazophos 300 g/lEC50 ml
Triadimefon %5WP50 g
Triforine 190 g/lEC125 ml

Şeftali Kara Leke Hastalığı
Latincesi :
Cladosporium carpophilum Thuem
Hastalık Tanımı
:
Fungusun miselyumu Önceleri renksiz olup. olgunlaşınca zeytin yeşili rengini alır. Konidioforlar kısa, konidiosporlar oval ve açık yeşil renktedir. Konidiospor tek veya nadiren iki hücrelidir. Bu fungusun eşeyli devresi tespit edilememiştir.

Fungus kışı, sürgünlerdekİ hastalıklı kısımlarda miselyum veya konidiospor halinde geçirebilir. İlkbaharda, oluşan konidiosporlar, primer enfeksiyonları yapar. Meyve enfeksiyonları, çiçek zarflarının dökülmesinden birkaç hafta sonra meydana gelir. Fungusun inkübasyon süresi 25-77 gün sürebilir. Konidiosporlar meyve, yaprak ve sürgündeki ilk oluşan lekelerin üzerinde meydana gelir ve mevsim boyunca sekonder enfeksiyonlara neden olur. Konidiospor, yağmur damlaları ile etrafa dağılır. Bu sporların optimum çimlenme sıcaklığı, 20-27°C'dir. Şeftali karalekesi, yağışlı ve nemli bölgelerin hastalığıdır.
Yaşayış
:
Hastalık, meyvelerin düzensiz olgunlaşmasına, şekillerinin bozulmasına ve meyve etinde yarılmalara neden olur. Haziran ayından itibaren ilk lekeler görülmeye başlar.

Lekeler, daha çok meyvelerde ve özellikle meyvenin sap bölgesinde oluşur. Zeytin yeşili renginde olan bu lekelerin, daha sonra çaplan büyür ve sayısı artar. Lekeler yüzeysel olup, bazen birleşerek meyvenin yarıdan fazlasını kaplar. Ancak lekeler meyve etinde görülmez. Bu lekeler meyve gelişmesini engellendiği için şekilleri bozulur ve çatlar. Genç devrede hastalığa yakalanan meyveler iyi gelişemez.

Sürgünlerdeki lekeler, oval ve sürgün boyunca dağılmıştır. Hafif kabarık olan bu lekeler yüzeysel olup, sürgüne bir zararı yoktur.

Ülkemizde Karadeniz Bölgesi'nde görülmektedir
Kültürel Önlemler
:
? Budama sırasında, hastalık görülen sürgünler kesilmelidir.

? Hastalığın fazla görüldüğü yörelerde, bahçe kurulurken erkenct çeşitler tercih edilmelidir.
Kimyasal Mücadele :
İlaçlama, ağacın her tarafını kaplayacak şekilde yapılmalıdır.
İlaçlama Zamanı :
Bir yıl önce hastalığın görüldüğü yerlerde kimyasal mücadele yapılır.

1. ilaçlama: Çiçek taç yaprakları döküldükten sonra, erkek organ ve çanak yapraklar halka şeklinde genç meyvenin ucuna sıyrılırken yapılma­lıdır.

2. ve diğer ilaçlamalar: Birinci ilaçlamadan sonra, kullanılan preparatın etkisüreleri dikkate alınarak, enfeksiyon koşulları ortadan kalkıncaya kadar ilaçlamalara devam edilmelidir.
IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.