Kök Kanseri
Hastalık Tanımı :
Kök
kanseri hastalığını yapan bakteri 0.4-0.8x1.0-3.0 mikron boyutlarında,
Gram-negatif olup aside dayanıklı değildir. Optimum gelişme sıcaklığı
25-30 °C, minimum O °C ve maksimum gelişme sıcaklığı ise 37 °C'dir.
Bakterinin termal ölüm noktası 50-52 °C'dir. Etmen, toprakta uzun süre
yaşayabilmekte ve işlenen topraklarda da virülensini koruyabilmektedir.
Alkali topraklarda, hafif asit karakterde olanlara oranla daha çok
yayıldığı saptanmıştır.
Bakteri bir yara parazitidir. Bitkiye köklerden böceklerin, nematodların
ve mekanik işlemler sonucu açılan yaralardan kolayca girerek ur (tümör)
oluşturmaktadır.
Yaşayış :
Hastalık
meyve ağaçları ile, bazı orman ve park ağaçlarının kök boğazlarında
görülür. Asmada çubuklarda ve daha doğrusu kollarda meydana gelen bu
hastalık, pancarda yumrularda oluşmaktadır. Hastalığın yerleşim yeri
ağaçların kök boğazı olmakla beraber ender olarak kök ve toprak üstü
aksamlarında da görülür. İnce ve derin köklerde hastalık hemen hemen
görülmez. Kökler kalınlaştıkça ve kök boğazına yaklaştıkça hastalığın
bulunma oranı artar. Bakterinin bulunduğu yerdeki parankima hücrelerinin
aşırı çoğalmaları sonucu başlayan hastalığın ilk belirtisi küçücük
urdur. Oluşan urların yüzeyi düzgün ve yumuşaktır. Ancak ur büyüdükçe
dış yüzeyi kurur, esmerleşir ve pürüzlü bir görünüm alır. Ur irileştiği
zaman yan kökleri yok eder. Yaşlı urlar parçalanarak dökülür ve toprağa
karışırlar. Ölü olduklarından içlerinde bakteri yoktur. Asmada ise
belirti, köklerde değil, gövde, kol ve çubuklarda görülür. Asmanın
gövde, kol ve çubuklarında yaranın oluşumuna göre meydana gelen urlar
farklı görünüm arz ederler. Don çatlakları boyunca oluşan bu kanser
yaraları halk arasında ""sıraca"" yada ""uyuz"" adını alır.
Fidanlıklarda ise, köklü asma çubuklarının kök boğazında ve köklerinde
(fındık ve ceviz büyüklüğünde) tümörler görülür. Tümörler başlangıçta
krem renkli olup sonra esmerleşir ve yüzeyleri çatlar , hastalığa
şiddetli yakalanan fidanlar iyi gelişemezler. Genç ağaçlar enfeksiyondan
çok etkilenirler ve kısa sürede kururlar. Yaşlı ağaçlar ise az ve
kalitesiz meyve verirler. Hastalık, bulaşık fidan ve topraklarla
yayılmaktadır.
Kültürel Önlemler :
Fidanlık
veya meyve bahçesi plantasyonu kurulurken ağır ve nemli topraklardan
kaçınılmalı, eğer tesis kurulmuşsa drenaj kanalları açılmalıdır.
Toprağa fazla çiftlik gübresi vermek yerine kompoze gübre verilmelidir.
Aşıda anaç kalem uyumuna dikkat edilmeli, yara yerinden bakteri girişini
engellemek için aşı yerleri aşı macunu ile kapatılmalıdır.
Toprak altı zararlıları ile mücadele edilmelidir.
Kanserli fidanlar yok edilmelidir.
Fidanlık kurarken önce fidanlık toprağının bu bakteriyle bulaşık olup
olmadığını kontrol etmek gerekir. Bunun için ilkbaharda iyi işlenmiş
toprağa 1-2 yaşında kökleri traş edilmiş ve temiz şeftali çöğürleri 1-3 m
aralıklarla dikilir. Sonbaharda çöğürler sökülerek köklerde ur olup
olmadığı kontrol edilir. Çöğürler bulaşık çıkarsa, bu toprakta
fidancılık yapılmamalıdır.
Bahçedeki kanserli ağaçlar sökülmeli çukur çevresine 40 cm. derinlik ve
20 cm. genişliğinde tecrit çukuru açılarak içerisi sönmemiş kireçle
doldurulmalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Meyve
ağaçlarındaki kök kanserine karşı, yazın birer hafta ara ile iki
operasyonla tümörler bıçakla iyice temizlenerek yara yerine % 5 oranında
göztaşı eriyiği ve kuruduktan sonra da nebati katran fırça ile sürülür.
Yarısı açılmış kök ve kök boğazı tekrar toprakla kapatılır.
Bağlardaki kök kanserine karşı budama işlerinde kullanılacak aletler (% 3
Lizol veya % 10 sodyum hypoklorit) bir dezenfektana batırılmalıdır.
Hasattan sonra gövde ve dallardaki tümörler bıçakla iyice temizlendikten
sonra % 5 oranında göztaşı eriyiği ve kuruduktan sonra da nebati katran
sürülür.
İlaçlama Zamanı :
Meyve ağaçlarında ve bağlarda kök kanserine karşı ilaçlı mücadele, yazın, Ağustos ve Eylül aylarında yapılır.
İlaç Detayları :
Etken Madde | Formülasyon | Miktar |
Bakır sülfat %99,5 | KR | 5 kg |
Armillaria Kök Çürüklüğü Hastalığı
Hastalık Tanımı :
Hastalık
etmeni şapkalı bir fungustur. Şapkalarını sonbaharın ilk yağmurlarından
sonra oluşturur. Hasta ağaçların kütüklerinde oluşan Sarımsı kahverengi
olan ve aşağıya doğru siyahlaşan şapkalar 5 - 15 cm çapındadır. Bu
şapkalar misellerden oluşan rizomorfların ucunda meydana gelir.
Rizomorflar kalın, silindir şeklinde koyu renkli misel uzantılarıdır. Uç
kısımları renksiz ve akışkan madde ile çevrili olan rizomorfların dışı
koyu, içi beyazdır. Şapkanın altında bulunan lamellerde olgunlaşan
basidiosporlar 8-9 x 5-6 mikron boyutundadırlar. Fungus hem toprakta,
hem de odun dokusunda yaşar; ölü ağaçlarda ve toprakta kalan kök
parçalarında uzun süre yaşamını sürdürür. Nemli yerlerde iyi gelişme
olanağı bulur.
Yaşayış :
Orman
ve meyve ağaçlarının köklerinde çürüklük yaparak ağaçların ölümüne
neden olur. Hastalığa yakalanan ağaçlarda sürgün oluşumu azalır,
yapraklar sararır ve dökülür, sürgün ve dallar ölmeye ve kurumaya
başlar, nihayet ağaçlar tamamen kururlar. Bu belirtilerin oluşumu ve
ağaçların ölümü 4 yıllık süreyi gerektirir, ancak şiddetli enfeksiyon
koşullarında bu süre 1-2 yıldır. Hastalığa yakalanmış ağaçların kökleri
incelendiğinde ikinci köklerden başlayarak kök boğazına kadar kabuk
dokusu ile odun dokusu arasında beyaz fungal tabakanın oluştuğu görülür.
Hastalığın başlangıcında odun dokusu açık kahverengidir, daha sonra
sarımtırak veya beyaz süngerimsi dokuya dönüşür.
Ağaçların yaşamlarının kısalmasına, ağacın verim yaşında ölümüne neden
olduğu için ekonomik açıdan önemlidir. Toprağı iyi seçilmemiş, bahçe
kuruluşu ve kültürel işlemleri tekniğine uygun yapılmamış bahçelerde
etmen kolay gelişebilmektedir. Bu fungusun entansif tarım yapılan
bahçelerdeki ağaçları çok az hastalandırdığı bilinmektedir.
Kültürel Önlemler :
Kuruyan ağaçlar bahçeden sökülerek imha edilmeli ve yerlerinde kireç söndürülmelidir.
Hastalık bahçenin belli kesimlerinde ise rizomorfların sağlam ağaçlara
ulaşmaması için hasta olanlar 60 cm derinlik ve 30 cm genişlikteki
hendekler ile izole edilmelidir.
Çevre bahçelerde hastalığın bulunduğu durumlarda sel sularının
getireceği hastalıklı parçaların girişini önlemek için bahçenin
çevresine 60-70 cm derinlikte hendekler açılmalıdır.
Ağaçlar sağlam ve sağlıklı yetiştirilmeli, bunun için tekniğin gerektirdiği önlemler alınmalıdır.
Orman ağaçlarının kesimiyle elde edilen boş araziye hemen meyve bahçesi tesis edilmemeli, toprak 2-3 yıl boş bırakılmalıdır.
Sonbaharın ilk yağmurlarından sonra oluşan fungusun şapkaları ve oluştukları yerdeki kök parçalan imha edilmelidir.
Ağaçlar derin dikilmemeli. aşırı sulanmamalı ve köklerin yaralanmamasına dikkat edilmelidir
Kimyasal Mücadele :
Ağaçların kök ve kök boğazları ilaçlı suyla iyice sulanmalıdır.
İlaçlama Zamanı :
İlaçlamalara hastalık görüldüğünde başlanır.
Sharka Virüsü Hastalığı
Yalnız canlı odunsu ve otsu bitki hücrelerinde yaşar ve çoğalabilir.
Bunun dışında vektör ve bitki özsuyunda enfeksiyon yeteneğini kısa bir
süre muhafaza edebilir. Konukçuda sistemiktir.
Doğada yaprak biti vektörlerle yayılır. En önemlileri, Phorodon pruni ,
Brach-ycadus helichrysi, B. cardiu, Myzus persicae, dır. Aphis
craccivora ' nin da sharka virüsünü naklettiği tespit edilmiştir.
Sharka virüsü her türlü vegetatif aksamla (aşı kalemi, göz, çelik, kabuk) bulaşık çöğür, kök kaynaşması ile nakil olur.
Virüsün tohumla geçmesi olasılığı da vardır.
Yaşayış :
Hastalığın
en önemli konukçuları olan erik, kayısı ve şeftalide belirtiler genel
olarak yaprak ve meyvede görülür. Erik ve kayısılarda yaprak belirtilen,
sarı leke, band, halka şeklindedir.Şeftalilerde yaprak belirtileri
damarlar boyunca renk açılması, sarı lekeler ve yaprakta deformasyon
şeklinde görülür. Belirtiler ilkbaharda, ilk yapraklanma devresinde
görülebilir. Kayısı ve eriklerde bütün bir vegetasyon yaprak belirtileri
görülebilir, bilhassa ağacın gölge ve serin olan iç kısımlarında, genç
sürgünlerde belirgindir.
Meyve belirtileri; erikte özellikle mürdüm eriğinde nokta ve bantlar
veya halka şeklinde çöküntüler olum devresine yakın meydana gelir. Meyve
kesitinde, bu çökmüş yerlerin koyu kahverengi, lastik gibi ve çekirdeğe
yapışık olduğu görülür. Çekirdekte meyvedeki belirtinin adeta iz düşümü
meydana gelir. Bunlar koyu renkli nokta, halka ve bandlar şeklindedir.
Kayısıda genel olarak meyvede deformasyon, halka ve bandlar görülür.
Çekirdekte belirtiler çok belirgindir.
Şeftalide meyve kayısıya benzer belirti gösterir.
Meyve dökümü her üç türde meyve olumundan evvel görülür, oldukça önemlidir.
Genel olarak yaşlı ağaçlarda yaprak belirtileri güç tespit edilebilir.
Ağır bir budamadan sonra gelen sürgünlerde belirtiler tam olarak
görülebilir. Hastalık belirtisi gösteren meyveler ticari değerini
tamamen kaybeder. Çünkü meyve tatsız, kuru ve kauçuk gibi bir hal alır.
Kurutmalık ve reçellik olarak değeri yoktur. Eriğin alkol sanayinde
kullanıldığı Balkan ülkelerinde, bu hastalık nedeniyle sanayi değeri
kalmayan geniş erik plantasyonları imha edilmiştir.
Ülkemizde yetiştirilen reçellik imrahor kayısı çeşidi ile Köstendil
mürdüm eriği çeşidi hastalığa karşı çok duyarlıdır. Hastalığa yakalanmış
bu çeşitlerde meyve, yaprak ve çekirdekte belirti görülür. Bu çeşitler
ekonomik olarak değerlerini tamamen kaybeder.
Kültürel Önlemler :
Virüsün
enfeksiyon kaynaklarının ortadan kaldırılması en etkin önlemdir. Bunun
için en başta fidanlıkların kontrol altına alınması gereklidir.
Fidanlıklarda çöğür fidan ve aşı materyalinin alındığı damızlık ağaçlar
her yıl kontrol edilmeli ve hastalık belirtisi gösteren fertler derhal
imha edilmelidir. Belirti göstermeyen yaşlı ağaçlarda bir dalda ağır
budama yapılmalı, bu şekilde hastalığın bir maskeleme durumu olup
olmadığı kontrol edilmelidir. Ayrıca damızlık ağaçlardan her yıl
alınacak gözlerin endikatör olan GF 305 (şeftali), İmrahor (kayısı) ve
Köstendil (erik) üzerine aşı yapılarak sağlık durumunun kontrolü
yapılmalıdır.
Bundan başka Türkiye çapında yapılacak sürveylerle hastalığın kontrolü yapılmalı ve hasta ağaçların imhası sağlanmalıdır.
Bu arada virüse duyarlı yabani formlar (çakal eriği gibi) imha
edilmelidir. Orman ve tarlalarda bulunan bu formlar doğal infeksiyon
kaynağı olabilirler. Ayrıca vektör ve virüsün konukçusu sistemik belirti
gösteren olan otsu bitkilerde dikkate alınmalıdır.
Hastalığa dayanıklı çeşitlerin yetiştirilmesi, bunların anaç olarak kullanılması hastalıktan korunma tedbirleri arasındadır.
Hasta ve hasta şüphesi olan ağaçlardan hiçbir üretim materyali (aşı kalemi, göz, çekirdek) alınmamalıdır.
Sert Çekirdekli Meyvelerde Halkalı Leke Virüsü
Latincesi :
Prunus necrotic ringspot ilarvirus (PNRSV)
Hastalık Tanımı :
Virüs
23, 25 ve 27 nm çapında izometrik tek sarmal RNA yapısında partiküllere
sahiptir. Her bir partikülün nükleik asit oram %16, protein oranı ise
%84'tür. Prunus necrotic ringspot ilarvirus*\x kalem, aşı gözü, tohum ve
polen ile taşınır. Tohumla taşınma oranı, Prunus pennsyivanicarda
%80'nin üzerinde, Mahlep e %53, Kuş kirazı %15'tir. Şeftali tohumları
ile düşük oranda taşındığı saptanmıştır. Virüs mekanik olarak da
taşınır. Ancak bitkilerin birbirleri ile temasıyla taşınmaz.
Yaşayış :
Virüsün belirtileri bazı konukçularda süreklidir. Bazı konukçularında ise latent olarak kalır.
Kirazlarda, İlkbaharda ağaçta sürgün başladıktan hemen sonra,
yapraklarda açık ve koyu yeşil beneklenme, nekrotik çizgi ve halkalar
şeklinde lekeler görülür. Bu lekeler genellikle şekilsiz olup nadiren
yuvarlaktır. Zamanla lekeler dökülünce yaprak delik deşik bir görünüm
alır. Ayrıca yaprak şekli bozulur. Belirtiler çeşide göre değişebilir
Vişnelerde ise; enfeksiyonun ilk yılında, hastalığa yakalanan ağaçlar
çiçek açmaz, kapalı tomurcuk halinde kalarak kahverengileşir ve kurur.
Açan çiçeklerde ise taç yapraklar ve dişi organ oluşmaz. Yaprak
tomurcuklan geç ve zor teşekkül eder. Yapraklar normale göre daha küçük,
şekilleri bozuk, kenarları yukarıya doğru kıvrık olur. Aynı zamanda,
yapraklarda açık yeşil halkalı lekeler, çizgiler ve kahverengi nekrotik
lekeler oluşabilir. Bu lekeler daha sonra dökülür ve yaprak delik deşik
bir görünüm kazanır. Enfeksiyonun ikinci yılında, çiçek ve yaprak
oluşumu normale döner. Yaşlı yapraklarda nekrotik ve halkalı lekeler
görülmezken, genç yapraklarda hafif san mozaik benzeri lekeler görülür.
İkinci yıl gelişen sürgünlerin yapraklarında enasyonlar oluşabilir.
Şiddetli enfeksiyonlarda çıplak sürgün oluşumu görülür. Bunu, ağaçlarda
gelişme geriliği ve ölüm takip eder.
Şeftali yapraklarında ise kahverengi çizgi ve halkalara yol açar. Virüs
%50'ye kadar verim düşüklüğüne ve fidanlıklarda da %60'a kadar anaç
kalem uyuşmazlığına sebep olmaktadır.
Ülkemizde sert çekirdekli meyve yetiştirilen bölgelerde sınırlı olarak görülmektedir.
Kültürel Önlemler :
- Yeni kurulan fidanlık ve bahçelerin eski bahçelerden uzakta, virüsten ari fidanlarla kurulması gereklidir.
- Fidanlıklar her vejetasyon döneminde kontrol edilerek, hastalık
belirtileri gösteren fidanların hemen sökülüp yok edilmesi hastalığın
yayılma oranını azaltır.
- Sertiflkasyon programı dahilinde elde edilen sağlıklı üretim materyali ve fidan kullanılmalıdır.
Şeftalide Yaprak Delen Hastalığı
Hastalık Tanımı :
Etmenin
miselyumu bölmeli, silindirik, kalınlığı değişik çaplarda ve eklemli,
açık yeşil-griden kahverengine kadar değişen görünümdedir. Konidiler
aservuluslar içinde basit konidiforlar üzerinde oluşur. Renkleri parlak
sandan kahverengine kadar değişen konidiler elips şeklinde ve 2-8
bölmelidir.
Fungus kışı hastalıklı tomurcuk pulları arasında misel halinde geçirir.
Burada oluşan stromadan ilkbaharda meydana gelen konidiler primer
enfeksiyonları gerçekleştirirler. Bir yıllık ve daha yaşlı kanserler ile
hastalıklı tomurcuklar primer enfeksiyon kaynaklarıdır. Sekonder
enfeksiyon kaynakları ise enfekteli sürgün ve yapraklardır.
Yaşayış :
Hastalık, ağacın tomurcuk, yaprak, sürgün ve bazen de meyvelerinde belirtiler oluşturur.
Yapraklarda ilk lekeler 1 mm çapta, yuvarlak, kırmızımsı-sarı
renktedirler. Giderek koyu kahverengileşen lekelerin kuruyarak
düşmesiyle yaprak bu hastalık için tipik olan delinmiş gibi bir görünüm
kazanır.
Enfekteli tomurcuklar ilkbaharda parlak, zamklı ve kolayca yerlerinden
kopmamalarıyla sağlamlardan ayrılırlar. Hastalıkla bulaşık tomurcukların
dibinde önce lezyonlar, sonra zamanla büyüyen kanser yaralan oluşur.
Sürgündeki bu yuvarlak kahverengi kanser yaraları zamanla genişler ve
zamk salgısı görülür.
Hastalık yapraktaki delinme ve dökülme zararlarıyla asimilasyon
alanlarında kayıp oluşturarak, ağaçların zayıflamasına neden olur.
Ayrıca tomurcuklarda oluşturduğu zarar ve sürgünlerde neden olduğu
kurumalar ile şeftali ağaçlarında önemli kayıplara yol açar. Hastalık
yurdumuzda taş çekirdekli meyvelerin yetiştirildiği tüm bölgelerde
yaygındır.
Kültürel Önlemler :
Hastalıklı
tomurcuk ve kanser yarası bulunan dal ve sürgünler budanarak bahçeden
uzaklaştırılmalıdır. Sulama, gübreleme, toprak işlemesi ve budama iyi
bir havalanma ve ağacın kuvvetli gelişmesini sağlayacak şekilde
uygulanmalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Rüzgarsız havada, tüm aksamı kaplayacak şekilde yapılmalıdır.
İlaçlama Zamanı :
1. İlaçlama: Sonbaharda yaprak dökümünden hemen sonra,
2. İlaçlama: İlkbaharda çiçek tomurcuklan açılmadan önce yapılmalıdır.
İlaç Detayları :
Etken Madde | Formülasyon | Miktar |
%77 Teknik Bordo Bulamacı |
| 1250-650 gr/100 lt.su. |
Bakır oksiklorid %50 | WP | 800 g ( 1 ilaçlama) -(2 .ilaçlama 400 g) |
Bakır oksit %50 | WP | 800 g ( 1 ilaçlama) -(2 .ilaçlama 400 g) |
Bordo bulamacı | SIVI | 1000+2000 g (1.ilaçlama) (2.ilaçlama 500+1000 g) |
Captan %50 | WP | 300 g |
Folpet %50 | WP | 300 g/l (3.ilaçlama 200 g) |
Maneb %80 | WP | 300 g |
Thiram (TMTD) %80 | WP/WG | 300 g |
Ziram %80 | WP | 300 g |
Şeftali Yaprak Kıvırcıklığı
Hastalık Tanımı :
Etmen
suni ortamlarda miselyum oluşturamaz. Ancak konukçu dokusunda somatik
miselyum oluşturur. Askuslar genellikle yaprakların üst yüzeyinde
meydana gelirler, yan yana sıkı bir durumda bulunurlar. Şekilleri
silindir veya ovaldir, üst kısımları alt kısımlara göre daha geniştir ve
8 askospor bulundururlar. Askosporlar tek hücreli ve renksizdir.
Askuslar olgunlaşınca askosporlar uç kısımdan çıkarak yaprağın üzerine
yayılırlar ve yaprağın üstü beyazımtırak veya pembemsi görünüm alır.
Konidiler askosporların tomurcuklanması ile oluşurlar, tek çekirdekli,
ince çeperli sekonder sporlardır. Tomurcuklanma bazen askus içinde de
olur. Bunlar bitkinin çeşitli kısımlarına yayılırlar ve zamanla
çeperleri kalınlaşır, ilk durumlarını kaybederler.
Fungusun, konukçusunun bazı kısımlarında kalın çeperli konidiler ve
misel şeklinde kışladığı belirlenmiştir. Bu konidilerden ilkbaharda
hifler oluşur ve yüz sporlarına benzer konidiler meydana gelir. Fungus
epidermal hücrelerden veya stomalardan penetrasyon yapar. Enfeksiyonlar
ilkbaharda uç sürgün gözlerinden yeşil organların görülmeye başlamasıyla
olur. Yumuşak ve nemli kışlar enfeksiyon için uygundur. Sporlar minimum
10 °C, optimum 20 °C sıcaklıkta çimlenirler, 26-30 °C sıcaklıklarda
gelişme durur.
Yaşayış :
Şeftali
yaprak kıvırcıklığı, şeftali yetiştirilen tüm bölgelerde görülür.
Yaprak ve genç sürgünleri hastalandırır, bazen meyve ve çiçeklerde de
bozulmalara neden olabilir. Hastalığın belirtileri özellikle ilkbaharda
görülür, ancak iklim koşullarına bağımlı olarak yaz ortalarına kadar da
görülebilir.
Hastalık genç yapraklarda klorofilin bozulmasına neden olduğundan renk
sarı veya beyazımtıraktır. Yaprak dokusunda derinlemesine bozulma söz
konusudur ve yaprakta büzülme ve spiral şeklinde bükülme görülür.
Enfeksiyon erken olduğunda, belirtiler genç yaprak buketleri üzerinde
görülür, yapraklar iyice büzülürler, artık büyüyemezler ve ağaç üzerinde
kururlar. Enfeksiyon geç olursa yaprağın sadece bir bölümü hastalanır,
kırmızımtırak veya şarap tortusu rengindeki hastalıklı bölümler sert ve
kırılgan olurlar. Hasta yapraklar normal yapraklardan daha kalındırlar.
Koşullar uygun olduğunda hastalıklı kısımların üzerinde fungusun
konidilerinden oluşan beyazımtırak bir tabaka oluşur.
Hastalığa yakalanmış genç sürgünler kalınlaşırlar, eğilirler ve
gelişmeleri çok yavaşlar. Bunlardan kloklu yaprak buketleri oluşur.
Dalın kalınlaşması hasta kısımlarda sarı veya koyu kırmızı renkte
kabarıklıklar şeklinde olur. Enfeksiyon gözlerin patlaması sırasında
gerçekleşirse dal normal gelişmez, boğumlar arası kısalır ve dalın
ucunda ağaç üzerinde büzülmüş ve kurumuş yaprak buketleri bulunur.
Meyvede bozulmalar, meyvenin bir kısmında sarı veya kırmızı renkte
gelişigüzel şişkinlikler şeklindedir. Zamanla bu kısımlar irileşir ve
yaralar daha koyu renge dönüşür. Tümörlü bir görünüm alan meyvelerin
zamanla çatladığı ve çekirdek evine kadar yarıldığı görülür.
Hastalık ekonomik yönden önemlidir. Şiddetli görüldüğü yıllarda tüm
yapraklar dökülür, ikinci kez uyanan gözlerden zayıf yapılı yapraklar
oluşur. Bu durumda gelecek yılın meyve gözlerinin oluşumu ya tamamen
engellenmiş veya önemli oranda azalmış olur. Meyveler olgunlaşmadan
dökülürler. Enfeksiyon direkt meyvede gerçekleşmiş ise meyvenin şekli ve
rengi bozulur, tadı değişir, pazar değeri düşer. Ekstrem koşullarda
sürgün ve dalların, hatta ağacın kuruduğu görülebilir.
Kimyasal Mücadele :
İlaçlar ağaçlarda tomurcukların üzerine gelecek şekilde uygulanmalıdır.
İlaçlama Zamanı :
İlaçlama tomurcuklar kabarmaya başladığı dönemde yapılmalıdır.
İlaç Detayları :
Etken Madde | Formülasyon | Miktar |
Bakır kalsiyum oksiklorid 16 % | WP | 1.500 g |
Bakır oksiklorid %50 | WP | 800 g |
Bakır oksit %50 | WP | 800 g |
Bordo bulamacı | SIVI | 1.000 + 2000 g |
Cyproconazole+Captan 1+%75 | WG | 125 g |
Dithianon %70 | WG | 100 g |
Dodine 500 g/l | FW | 175 ml |
Folpet %50 | WP | 300 g |
Ziram %76 | WG | 200 g |
Şeftali Küllemesi Hastalığı
Hastalık Tanımı :
Etmenin
miselyumları gelişmenin başlangıcında renksiz, sonraları beyaz ve
bölmelidir. Konukçu epidermis dokusunda gelişir ve bitki yüzeyinde bir
miselyum örtüsü oluşur. Kısa ve dik olan miselyumlardan oluşan
konidioforlar üzerindeki konidiumlar renksiz, fıçı veya elipsoid
şeklinde ve plazması vokuollu ve granüllüdür. Konidiumlar zincir
şeklindedir ve olgunlaşınca dağılırlar. Bir zincir üzerinde 5-11
konidium bulunmaktadır.
Kleistotesyumlar koşullara bağlı olarak sürgünler üzerindeki miselyumlar
arasında armut veya küre şeklinde oluşmaktadır. Dış çeper hücreleri
muntazam olmayıp renkleri açık kahverenginden koyu kahverengine kadar
değişir. Tutunucuları basit miselyum şeklinde, biraz kıvrımlı olup fazla
uzun değillerdir. Kleistotesyumlar içinde bir askus bulunmaktadır.
Askuslar yuvarlak veya yumurta şeklinde kalın çeperli olup içinde 8
askospor bulunur. Askosporlar oval veya yumurta şeklinde, belirsiz
vokuollu, granül plazmali ve renksiz görünümdedir.
Fungus kışı koşullara bağlı olarak miselyum ve kleistotesyum şeklinde
geçirmektedir. Koşullar kleistotesyum oluşumuna uygun ise miseller
genellikle fonksiyonlarını yitirirler. Fungus kışı kleistotesyum
şeklinde geçirmiş ise, ilkbaharda askosporlar primer enfeksiyonları
gerçekleştirmektedir. Enfeksiyondan sonra miselyum ve miselyurn üstünde
konidiumlar oluşmaktadır. Eğer fungus kışı miselyum şeklinde geçirirse,
mi-selyumun ilkbaharda sürgünde gelişmesiyle yeni miseller ve konidiler
oluşmaktadır. Her iki durumda da konidiler sekonder enfeksiyonları
gerçekleştirirler. Konidium oluşumu sürdükçe yeni enfeksiyonlar
oluşacaktır. Sonbaharda havaların soğuması ve konukçuda yeni besinlerin
oluşmaması nedeniyle konidium oluşumu durur ve sürgünler üzerindeki
miselyumlann çeperleri kalınlaşır. Çeperleri kalınlaşan miselyumlar
arasında kleistotesyumlar oluşmaktadır.
Şeftali küllemesi etmeninin gelişimi için uygun sıcaklıklar 21-28 °C'
dir. Konidiumların çimlenmesi için ise, 15-25 °C sıcaklıklar optimum
değerlerdir
Yaşayış :
Hastalık,
yaprak, sürgün ve meyvelerde belirti oluşturmaktadır. İlkbaharda genç
sürgün uçlarındaki yapraklarda önce hafifçe bir kabarıklık, yağlımsı bir
görünüş ve renk açılması meydana gelmektedir. Daha sonra kabarıklığın
arkasındaki yüzeyde gri, beyaz unumsu bir tabaka oluşur. Yaprağın
şiddetli enfeksiyona uğramış kısmı az gelişmekte, eni daralmakta, içe
doğru kıvrılmaktadır. Bu yapraklar zamanla kavrularak, hafif
kırmızımtırak renk alır ve erken dökülürler. Fungus sürgün ucundan
itibaren 3-4 yaprağı enfeksiyon yapabilme yeteneğindedir.
Fungus tarafından enfeksiyona uğramış yeşil sürgünler enfeksiyona
uğradıkları yerden bükülmekte, gelişme yavaşlamakta ve alt kısımlardan
yeni sürgünler oluşarak süpürgeleşme görülmektedir. Hastalıklı
sürgünlerin uçları kütleşip, gözler arası kısalmakta ve göz oluşumu
engellenmektedir. Şiddetli enfeksiyonlarda ise sürgünlerin uç kısımları
kurumaktadır. Sonbahara doğru enfeksiyona uğrayan sürgünlerin üzerinde
grimsi-beyaz miselyum yığınları oluşmaktadır.
Çağla büyüklüğündeki meyveler fungus enfeksiyonuyla hastalandırılmakta
ve meyveler üzerinde beyaz lekeler oluşmaktadır. Hastalıklı meyveler iyi
gelişememekte, çatlamalar görülmekte ve tadı bozulmaktadır. Döllenme
sırasında gerçekleşen enfeksiyonlarda meyveler gelişemeden dökülürler.
Şeftali küllemesi hastalığı, oluşacak meyve sayısı ve kalitesini
etkilemektedir. Ayrıca, yıllık sürgünlerde oluşacak göz oluşumunu
etkilediği, ve yaprakları hastalandırdığından dolayısıyla gelecek yılın
odun ve meyve gözlerinin gelişimini engellediği için verim üzerinde
etkili olabilmektedir. Epidemi yıllarında hastalığın ağacın gelişimine
ve verimine % 80-100 oranında etkili olduğu belirlenmiştir. Koşullara
göre değişmekle beraber, tüm bölgelerimizde hastalık görülmektedir.
Kültürel Önlemler :
Hastalığın
kuruttuğu sürgün, filiz ve obur dallar enfeksiyonlu kısmın 20 cm
altından budanarak bahçeden uzaklaştırılmalıdır veya y kılmalıdır. Sık
dikimden ve ağaçların havalanmasını engelleyecek budama şekillerinden
kaçınılmalıdır. Ekonomik önemi olmayan duyarlı çeşitlerle bahçe tesis
edilmemelidir.
Kimyasal Mücadele :
İlaçlamalar
rüzgarsız havalarda ve günün serin saatlerinde yapılmalıdır. İlaç bitki
aksamının tümünü kaplayacak şekilde uygulanmalıdır. Çok sıcak kuru
havalarda kükürtlü preparatlar kullanılmamalıdır.
İlaçlama Zamanı :
Hastalığa
karşı 1. ilaçlama zamanı önceki yıllardaki hastalığın yoğunluğuna göre
belirlenmelidir. Eğer bir yıl önce epidemi söz konusu değilse 1.
ilaçlama belirtiler görülür görülmez yapılmalıdır. Eğer epidemi görülmüş
ise, yapılacak surveylerde budamadan sonra ağaçlardaki hastalıklı
sürgün oranı % 3 oranında ise, ilk enfeksiyonların başlamadığı dönemde
l. ilaçlama yapılmalıdır. Bunun için de bölgelerde önceki yıllarda ilk
belirtilerin görülme tarihinden en az 5 - 8 gün (fungusun inkübasyon
süresi) önce ilaçlamalar başlamalıdır. Yıllara, bölgelere ve bahçenin
özelliklerine göre değişmekle birlikte Bursa'da ilk enfeksiyonların
sürgünler ortalama 20 cm. uzunluğa ulaştığında başladığı belirlenmiştir.
Diğer ilaçlamalar bitkinin gelişmesine, fungisidin etki süresine göre
8-12 gün aralarla hastalık baskı alında tutuluncaya kadar uygulanır.
Epidemik yıllarda gerekirse hasattan sonra da büyüyecek olan sürgün ve
yapraklan korumak için mücadele sürdürebilir
İlaç Detayları :
Etken Madde | Formülasyon | Miktar |
Benomyl %50 | WP | 60 g |
Bupirimate 2500 g/l | EC | 40 ml |
Dinocap 370 g/l | EC | 50 ml |
Kükürt %73 | WP | 500 g |
Kükürt %80 | WP | 400 g |
Nitrothalissopropyl S %16,7 +%53,3 | WP | 150 g |
Pyrazophos 300 g/l | EC | 50 ml |
Triadimefon %5 | WP | 50 g |
Triforine 190 g/l | EC | 125 ml |
Şeftali Kara Leke Hastalığı
Latincesi :
Cladosporium carpophilum Thuem
Hastalık Tanımı :
Fungusun
miselyumu Önceleri renksiz olup. olgunlaşınca zeytin yeşili rengini
alır. Konidioforlar kısa, konidiosporlar oval ve açık yeşil renktedir.
Konidiospor tek veya nadiren iki hücrelidir. Bu fungusun eşeyli devresi
tespit edilememiştir.
Fungus kışı, sürgünlerdekİ hastalıklı kısımlarda miselyum veya
konidiospor halinde geçirebilir. İlkbaharda, oluşan konidiosporlar,
primer enfeksiyonları yapar. Meyve enfeksiyonları, çiçek zarflarının
dökülmesinden birkaç hafta sonra meydana gelir. Fungusun inkübasyon
süresi 25-77 gün sürebilir. Konidiosporlar meyve, yaprak ve sürgündeki
ilk oluşan lekelerin üzerinde meydana gelir ve mevsim boyunca sekonder
enfeksiyonlara neden olur. Konidiospor, yağmur damlaları ile etrafa
dağılır. Bu sporların optimum çimlenme sıcaklığı, 20-27°C'dir. Şeftali
karalekesi, yağışlı ve nemli bölgelerin hastalığıdır.
Yaşayış :
Hastalık,
meyvelerin düzensiz olgunlaşmasına, şekillerinin bozulmasına ve meyve
etinde yarılmalara neden olur. Haziran ayından itibaren ilk lekeler
görülmeye başlar.
Lekeler, daha çok meyvelerde ve özellikle meyvenin sap bölgesinde
oluşur. Zeytin yeşili renginde olan bu lekelerin, daha sonra çaplan
büyür ve sayısı artar. Lekeler yüzeysel olup, bazen birleşerek meyvenin
yarıdan fazlasını kaplar. Ancak lekeler meyve etinde görülmez. Bu
lekeler meyve gelişmesini engellendiği için şekilleri bozulur ve çatlar.
Genç devrede hastalığa yakalanan meyveler iyi gelişemez.
Sürgünlerdeki lekeler, oval ve sürgün boyunca dağılmıştır. Hafif kabarık
olan bu lekeler yüzeysel olup, sürgüne bir zararı yoktur.
Ülkemizde Karadeniz Bölgesi'nde görülmektedir
Kültürel Önlemler :
? Budama sırasında, hastalık görülen sürgünler kesilmelidir.
? Hastalığın fazla görüldüğü yörelerde, bahçe kurulurken erkenct çeşitler tercih edilmelidir.
Kimyasal Mücadele :
İlaçlama, ağacın her tarafını kaplayacak şekilde yapılmalıdır.
İlaçlama Zamanı :
Bir yıl önce hastalığın görüldüğü yerlerde kimyasal mücadele yapılır.
1. ilaçlama: Çiçek taç yaprakları döküldükten sonra, erkek organ
ve çanak yapraklar halka şeklinde genç meyvenin ucuna sıyrılırken
yapılmalıdır.
2. ve diğer ilaçlamalar: Birinci ilaçlamadan sonra, kullanılan
preparatın etkisüreleri dikkate alınarak, enfeksiyon koşulları ortadan
kalkıncaya kadar ilaçlamalara devam edilmelidir.