Nar Hastalıkları-Zararlıları ve Mücadelesi
Nar Hastalıkları ve Mücadelesi:
Genellikle taze ve meyve suyu olarak tüketilen nar, son
yıllarda meyve yetiştirme tekniği, gıda teknolojisi, depolama ve
taşıma alanlarında görülen gelişmeler sonucu daha çok tanınan, üretimi
ve tüketimi yıldan yıla artan bir meyve durumuna gelmiştir.
Toprak ve iklim
koşulları yönünden çok seçici olmayan narın yetiştiriciliği sırasında
karşılanan önemli sorunların başında; meyvelerin zararlanmasına, ürün
ve kalite kaybına yol açan hastalık ve zararlılar gelmektedir.
İlaçlama Tablosu :
DİKKAT
Aşağıdaki tabloda etken maddelerin çoğu yurt dışında ruhsatlı olup kullanılmakta, ülkemizde ise nar da bir kısımın ruhsatı yoktur. Bu sebepten hastalık ve zararlı görüldüğünde Tarım il müdürlüklerine başvurarak izinli ve reçeteli olarak ilaçlama yapılması gerekliliği önemledir. Global gap sertifikasyonuna uygunluğu yönüyle de sertifika veren kurumlarla irtibata geçmeniz gerekmektedir.
Zararlı | Etken Madde ve Uygulanması |
Yaprak biti | DELTAMETHRIN |
Trips&Lobesia | SPİNOSAD |
Afitler |
THIACLOPRİD, THIAMETHOXAM,BIFENTRIN |
Alternaria | PYRACLOSTROBİN BOSCALİD , CYPRODINIL+FLUDIOXONIL |
Enpoasca(Emici zararlılar) | THIAMETHOXAM |
Virachola(nar kelebeği) |
INDOXACARB, DİAZİNON,FLUFENOXURON, SPINETORAM,LAMBDA(yılda enfazle 1 defa uygulanır), FLUFENOXURON(yılda en fazla 2 defa uygulanır.) |
Harnup güvesi | BACİLLUS THURENGİENSİS |
Salkım güvesi&Portakal güvesi | TUZAKLA YAKALANAN ZARARLI EŞİĞİ HARNUP GÜVESİ ORANINA ULAŞIRSA AYNI İLAÇLAMA TEKRARLANMALIDIR. |
Akdeniz meyve sineği |
DELTAMETRİN BACİLLUS THURENGİENSİS(Erken dönemde tespit edilir ise) THIAMETHOXAMA |
Alternaria :
Kahverengi Leke Hastalığı:
Hastalık,
ilkbaharda genç yapraklarda, çiçeklerde ve küçük meyvelerde görülür.
Yapraklarda küçük, koyu renkli lekeler oluşur. Hastalık ilerledikçe bu
koyu renkli lekeler, düzensiz genişler ve yapraklarının yarıya yakın bir
kısmını enfekte edebilir. Hastalık küçük meyveleri de enfekte eder.
Genellikle kaliksten başlayan koyu kahverengi büyük lekeler şeklinde
semptom oluşturur. Kabuk, kuru, mat bir görünüm alır. Gelişme geriler,
ileri dönemlerde kabuk çatlamaları ortaya çıkar.
Mücadelesinde:
- Çiçek tomurcukları kararmaya başladığında,
- Taç yapraklar dökülünce,
- Meyveler yarı büyüklüğe ulaşınca,
Yapılacak fungusit uygulamaları başarılı sonuçlar vermektedir.
Difenoconazole, 150+ propiconazole, 150 tebuconazole, 25 mancozeb, 80
ve bakır hidroksit etkili maddeli fungusitlerin dönüşümlü kullanılması
uygundur. Ayrıca ağaç üzerinde kalan ya da yere dökülen enfekteli
meyvelerin toplanması, sık dikim yapılmaması önemlidir.
Coniella Granati Meyve Çürüklüğü:
Hastalık,
meyveleri enfekte etmektedir. Kabuk üzerinde düzensiz ve birçok sert
siyah nokta şeklinde leke bulunur. Bu lekelerin etrafı, kalın koyu
renkli bir hale ile çevrilidir. Siyah nokta şeklindeki lekeler bu
halenin içinde yer alır ve düzensizdir. Hastalığın şiddetine ve nar
çeşidine göre aynı meyve üzerinde çok sayıda leke gelişir. İklim
koşulları ve çeşit duyarlı olduğundan tüm kabuk yüzeyi bu lekelerle
kaplanabilir. Fungus, ağaç üzerinde önceki yıldan kalan hastalıklı
meyveler ve yere dökülen enfekteli meyveler üzerinde kışı geçirebilir.
Mücadelesinde:
- Tam çiçeklenme döneminde,
- Meyveler fındık iriliğine gelince,
- Meyveler 1/3 iriliğine ulaşınca,
- Meyveler yarı büyüklüğüne gelince,
Yapılacak
fungusit uygulamaları önerilmektedir. Difenoconazole, 150 +
propiconazole, 150 tebuconazole, 25 mancozeb, 80 ve bakır hidroksit
etkili maddeli fungusitlerin dönüşümlü kullanılması uygundur.
Aspergillus Meyve Çürüklüğü:
Hastalık, meyve olgunlaşma dönemine yakın daha çok görülür. Depolanan
narlarda da önemli bir sorundur. Kalikse (çiçek burnu) yakın meyve
üzerinde önce renk açılması görülür. Enfekte olan bölgede kabuk
yumuşar, sulu bir görüntü alır. Enfekteli bu kısma çürükçül böceklerin
de gelmesiyle hastalık hızla ilerler. Meyve kesildiğinde tüm meyve
içinin siyah renkli fungus ile kaplandığı görülür.
Penicillium ve Trichoderma Meyve Çürükleri:
Genellikle
kaliksteki herhangi bir böcek zararından sonra görülen çürümelerdir.
Depolanan narlarda meyve çürümelerine yol açarak zarar verirler. Meyve
dıştan sağlam görünse de içi açıldığında tamamen çürümüş olduğu
görülür.
Gövde Zamklanma Hastalığı:
Hastalık
etmeni, toprak kaynaklı bir fungustur. Ağır, su tutan, drenaj problemi
olan yerlerde hastalık daha zararlıdır. Özellikle toprağa yakın olan
kök boğazında önce kabukta kuruluk görülür. Daha sonra kabuk dokusu
çatlar. İletim demetleri, fungusun enfeksiyonu nedeniyle tıkanır ve
kahverengileşir. Ağaçta sararma ve gelişme geriliği başlar. Şiddetli
enfekte olan bitkiler kurur. Salma ve çanak usulü sulama yapılmamalıdır.
Karık usulü ve damlama sulama tercih edilmelidir. Sulama sırasında kök
boğazı ve gövdenin ıslanmaması önemlidir. Sulama ve yağmur suları,
hasta ağaçların olduğu bölgeden sağlam ağaçların olduğu bölgeye
taşınmamalıdır. Derin dikimden kaçınılmalıdır. Taban suyunun yüksek
olduğu yerlerde bahçe tesis edilmemeli veya bu gibi yerlerde sırta dikim
tercih edilmelidir. Dikim öncesi fidanın kök ve gövdesi %1,5’ luk
bordo bulamacına batırılmalıdır. Toprağa bol organik madde
verilmelidir. Ağaçların hızlı sürgün faaliyeti gösterdiği ilkbahar, yaz
ve sonbahar sürgün dönemlerinde 200 gr / 100 lt su dozunda fosety /
A.l etkili maddeli ilaçlardan birisi ile ilaçlama yapılmalıdır. Ayrıca
kök boğazına 500 gr / 100 lt su dozunda metalaxyl etkili maddeli bir
ilaç, ağaç başına yarım teneke olacak şekilde uygulama etkili olarak
önerilebilir.
Yosun Oluşumu:
Yosun
oluşumu daha çok besin maddesi olarak fakir olan yerlerde, ağır
bünyeli topraklarda, sık dikim yapılmış ya da fazla gövde gelişimi olan
bakımsız bahçelerde sorun olmaktadır. İlkbahar ve yaz döneminde, gövde
ve dallar üzerinde kırmızımsı renkte yosun oluşur. Yosunlar kışa doğru
kadifemsi, grimsi yeşil bir renk alır.Yosun gelişimi sırasında
dallarda kabuk çatlamaları görülebilir. Bununla birlikte, bitkide
doğrudan bir zarar oluşturmaz. Sadece yaşam ortamı olarak gövde ve
dallarda gelişmektedir. Kış ve ilkbahar aylarında, gövde ve dalların %
1’lik bordo bulamacı veya bakır içerikli diğer ilaçlarla iyice yıkama
şeklinde ilaçlanması ile yosun gelişimini önlemek mümkündür.
Meyve Çatlamaları:
Narda
meyve çatlaması genellikle olgunluk aşamasında ortaya çıkmakta ve
olgunluk ilerledikçe çatlamış meyve miktarı da artmaktadır. Bu sorundan
dolayı yüksek miktarda verim kaybı olabilmekte, hatta meyve çatlaması
sonucu ürünün yarısı bile kaybedilebilmektedir. Meyve çatlaması, kabuğun
iç gelişme basıncına dayanamayıp ani şekilde yırtılması ile
oluşmaktadır. Çeşit özelliği, hasadın geciktirilmesi, olgunluk zamanı
düzensiz ve aşırı sulama, kabukta güneş yanıklığı, kabukta fiziksel
zararlanmalar, hasat zamanındaki yağışlar, bitki beslemedeki
dengesizlik, yüksek gece gündüz sıcaklık farkı, kuraklık ardından esen
sıcak rüzgarlar, yüksek yerlerde erken kar yağmasıyla hava sıcaklığının
ani şekilde düşmesi, bazı hastalıklar ve zararlılar, narda meyve
çatlamasına neden olan faktörlerdir. Meyve çatlamasının kontrolü için
çatlamaya dayanıklı veya erkenci çeşit kullanılması, düzenli ve yeterli
sulama yapılması, hasadın zamanında ve birkaç defa yapılması, hasat
öncesi GA3 uygulaması, meyvelerin güneş ışığından korunması, aşırı azot
gübrelemesinden kaçınılması ve sert budama yapılmaması gibi önlemler
alınmalıdır.
Güneş Yanıklığı:
Olgunluk zamanında,
özellikle koyu renkli nar meyvelerinde gün boyu aşırı ışıklanma
nedeniyle meyvenin güneşe bakan kabuk yüzeyi yanmaktadır. Yanmış bölge
tamamen siyah bir renk almakta ve zamanla bu bölge üzerinde küçük
çatlaklar oluşmaktadır. Meyve çatlamasının en büyük nedenlerinden biri
olan güneş yanıklığının önlenmesi için meyveler olgunluk öncesi aşamada
güneşe bakan yüzeyleri kağıt ile kapatılmakta veya torbaya
alınmaktadır. Bu uygulamanın yapıldığı bahçelerde hastalık ve zararlı
mücadelesi çok dikkatli yapılmalıdır. Bu bitin uygulama özellikle unlu
gelişimi için uygun ortam hazırlamaktadır. Bu bahçelerde biyolojik
mücadele uygulanmalıdır. Uygulama yapılan meyvelerin kabukları daha
parlak ve pürüzsüz olmaktadır.
Dolu Zararları:
Vejetasyon
dönemi süresince oluşan dolu yağışı, ağacın tüm organlarında zarar
oluşturmaktadır. Genellikle doludan en çok etkilenen kısım meyvelerdir.
Dolu yağışı sonucu meyveler yaralanmakta ve kabukta oluşan bu yara
dokularının oluşturduğu leke ve deformasyonlar meyvenin pazar değerini
yitirmesine neden olmaktadır. Dolu zararlarını önlemek için ağaç
sıralarının üzeri net ( bir çeşit koruyucu örtü ) ile kapatılmalıdır. Bu
örtü, dolunun hızını keserek meyvelerin zararlanmasını önlemektedir.
Nar Zararlıları:
Harnup Güvesi:
Harnup güvesi,
birçok meyvede zararlıdır. Kelebekleri gri, küf renginde ve 8 – 10
mm uzunluğundadır. Larvası ( kurtçuk ) pembemsi yapıda olup, baş
kahverengidir. İlk kelebekler Nisan, Mayıs ayları arasında görülür.
Ancak, nar meyveleri zararlının yumurta bırakması için uygun
olmadığından bu dönemde zarar söz konusu değildir.
Harnup güvesi, nar meyvelerini kurtlandırarak, meyvelerin çürümesine ve
pazar değerinin düşmesine neden olmaktadır. Zararlı, yumurtalarını ben
düşme döneminde, özellikle güneş gören meyvelerin kaliksine ( meyve
tacı ), genellikle tek tek bırakmaktadır. Yumurtadan çıkan larvalar,
ilk önce meyve tacına daha sonar ise meyve içerisine girerek, tanelerde
beslenmektedir. Bu şekilde zarar görmüş nar meyvelerinin dış kabuğunda
önce kahverengileşme daha sonar ise meyvenin tamamının çürüdüğü
görülmektedir.
Akdeniz Meyve Sineği:

Akdeniz meyve sineği, yumurtalarını meyveler ben düşme döneminde iken meyve kabuğunun altına bırakır. Larvası , kirli beyaz renkli ve bacaksız olup, bir meyvede birden çok sayıda bulunabilmektedir. Akdeniz meyve sineğinin larvaları, meyve içindeki tanelerde beslenerek narların zamanından once olgunlaşıp dökülmesine veya kurtlanarak çürümesine neden olmaktadır. Ayrıca, larvaların beslenmesi sonucunda meyve kabuğunda yumuşama ve çöküntü oluşmakta ve bu meyvelerin Pazar değerini düşürmektedir.
Mücadelesi:
Harnup güvesi ve Akdeniz meyve sineğinin mücadelesinde, kültürel uygulamalar çok önemlidir. Bunun için; zararlılara konukçuluk eden diğer bitkiler nar bahçesi içerisinde yetiştirilmelidir. Ben düşme döneminden itibaren yere dökülen meyvelerin toplanarak bahçeden uzaklaştırılması veya ağaç üzerinde kalmış nar meyvelerinin toplanarak toprağa gömülmesi zararlı yoğunluğun düşürülmesi açısından çok önemlidir.
Nar Yaprak Biti:

Nar yaprakbiti, bitki öz suyunu emerek beslenmekte ve bu sırada salgıladığı tatlımsı sıvı madde ile fumajine (siyah küf tabakası) neden olmaktadır. Yoğun fumajine bağlı olarak bitki gelişimi zayıflamakta ayrıca, ürünün kalitesini ve pazar değerini düşmektedir.
Turunçgil Unlubiti:
Turunçgil unlubiti,
birçok meyvede zarar yapmaktadır. Zararlı, uzunca oval yapıda olup,
üzeri ince beyaz mumsu tozlarla kaplıdır. Genç bireyler (larva),
uzunca, kirli gri renkte olup, erginlere göre daha küçüktürler. Unlubit,
narlarda meyvelerin kaliks veya meyvelerin birbirine değdiği yerlerde
emgi yaparak genç meyvelerin dökülmesine ve meyve kalitesinin düşmesine
neden olmaktadır. Ayrıca, beslenme sırasında salgılanan tatlımsı madde
ile de meyvelerde fumajin oluşturmaktadır.
Nar Beyazsineği:
Nar
beyazsineği başta nar, armut, alıç, şeftali ve elma olmak üzere birçok
bitkide zararlıdır. Erginler limon sarısı renkte ve kanatları şeffaftır.
Yaprak üzerinde çok yavaş hareket eden erginlerin bulundukları yaprak
yüzeyi ve üzerleri beyaz toz şeklinde mumsu madde ile kaplıdır.
Beyazsinek erginleri, nar yaprakları oluşmaya başladığında görülür.
Nar beyazsineği, bitkinin yaprak altında beslenerek, bitkiye doğrudan
zarar verdiği gibi yoğun tatlımsı madde salgılayarak da fumajine neden
olmaktadır.