Kayısı hastalıkları-kayısı zararlıları ve mücadelesi
KAYISI HASTALIKLARI VE MÜCADELESİ
Monilya (Sclerotinia laxa Aderh et Ruhl.)
Mantari bir hastalık olan monilya, kayısıcılık yapılan tüm bölgelerde görülmektedir. Hastalık; çiçek (Şekil 13), çiçek sapı, meyve ve sürgünlerde zarar meydana getirmektedir. Hastalığın ilk belirtileri; çiçeklenmeden hemen sonra, çiçeğin taç yaprakları üzerinde başlangıçta yağ lekesi şeklinde ortaya çıkar, zamanla çiçeğin tümü hastalanarak kahverengine dönüşür ve bu kuruyan çiçekler genellikle dalda uzun süre asılı olarak kalırlar. Hastalık çiçek sapından dala geçer. Hastalanan dalın kabuğu altında kahverengi lekeler oluşur ve bir süre sonra dal tamamen kurur. Hastalık etmeni dal üzerinde gelişerek yaprakları da hastalandırabilir. Hastalanmış yapraklar yaprak sapıyla birlikte kahverengileşir ve dal ile birlikte kuruyarak, bir süre dalda asılı kalır. Meyvelerde ise ilk belirtiler, hastalanma noktasında kahverengi leke oluşumu ile başlar ve zamanla tüm meyveyi kaplar. Lekelerin etraflarında açık kahverengi bir halka bulunur. Çürüklük meyve etinin içine doğru gelişir, zamanla meyve fungus sporları ile kaplanır. Bu meyveler suyunu kaybederek mumyalaşır ve dalda uzun süre asılı kalır.
![]() |
Şekil 13: Monilya hastalığının çiçekteki belirtisi |
Mücadelesi
Kültürel Önlemler: Hastalığın görüldüğü bahçelerde ağaçlar üzerindeki tüm kuru dallar budanıp, yakılmalı. Mumyalaşarak ağaç üzerinde kalmış ve yere düşmüş meyveler toplanarak yok edilmelidir.
Kimyasal Mücadele:
1.İlaçlama: Çiçeklenme başlangıcında (%5-10 çiçek açtığında)
2.İlaçlama: Tam çiçeklenmede (%90-100 çiçek açtığında)
Yaprak Delen Çil [Wilsonomyces carpophilus (Lev.) Adaskaveg, Ogawa and Butker]
Hastalık; kayısı ağaçlarının yaprak, meyve (Şekil 14 a), tomurcuk ve genç dalları (Şekil 14 b) üzerinde belirti oluşturur. Yaprak üzerinde oluşan lekeler ilk önce 1 mm çapında, yuvarlak, yağ lekesi görünümünde olup, zamanla kenarları kırmızımtırak, orta kısımları koyu kahve rengine dönüşebilir. Zamanla bu lekeli kısımlar dökülür ve yaprakta delikler oluşur. Hastalık etmeni yaprak saplarını da hastalandırmaktadır. Meyve üzerindeki lekeler ise 1-2 mm çapında, yuvarlak ve dağılmış şekildedir. Ancak bazen bu lekeler birleşerek sıvama şeklinde meyve yüzeyini kaplamaktadır. Bu lekelerin ortaları koyu, etrafı açık kırmızımsı renktedir. Zamanla bu lekeler koyu kahverengi ve siyaha dönüşmektedir. Etmen tomurcuk ve sürgünlerde de zarar yapmaktadır. Etmen daha çok hasta tomurcukların dibinde kanser oluşturur. Bu kanserler zamanla genişleyerek sürgünün tamamının kurumasına sebep olurlar. Hasta tomurcuklar ilkbahar döneminde parlak, zamklı görünüştedir ve kolayca yerlerinden kopmazlar.
Bu hastalık neticesinde meyvenin kalitesi düşmektedir ve verim üzerinde %30-60 oranında kayıplara neden olmaktadır. Kayısı üreticisine ekonomik manada büyük zararlar vermektedir.
![]() |
![]() |
Şekil 14: Yaprak delen hastalığının (Çil) meyve ve yapraktaki (a) görünüşü ile, göz ve sürgündeki belirtisi (b). |
Mücadelesi:
Kültürel Önlemler: Sonbaharda hastalıklı tomurcukları bulunduran dallar sağlam kısımdan budanıp, budama artıkları bahçeden uzaklaştırılmalıdır.
Kimyasal Mücadele:
1. İlaçlama: Sonbaharda yaprak dökümünden hemen sonra (%2-3lük bordo bulamacı veya bakırlı ilaçlardan biri ile)
2. İlaçlama: İlkbaharda çiçek tomurcukları açılmadan önce (Pembe çiçek tomurcuğu döneminde %1lik bordo bulamacı veya bakırlı ilaçlardan biri ile)
3. İlaçlama: Meyveler kürkten çıktığı dönemde (Organik fungusitlerden biriyle)
Cytospora Kanseri (Leucostoma spp.)
Bu hastalık kayısı bahçelerinde önemli boyutlarda kurumalara ve ağaç ölümlerine sebep olmaktadır. Hastalık genel olarak tüm sert çekirdekli meyve türlerinde ve özellikle kayısı da apoplexi olarak adlandırılan ani ağaç ölümlerine, gövde ve ana dallar üzerinde geniş kanserlere dal kurumalarına (Şekil 15) ve zamanla ağaçların tümden ölümüne sebep olmaktadır. Hastalık bölgede daha çok zayıf, bakımsız, kış donlarından etkilenmiş, yanlış dönemlerde budanmış ve aşırı azotlu gübreleme yapılmış bahçelerde daha şiddetli olarak görülmektedir.
Mücadelesi
Kültürel önlemler:
a. Hastalık problemi olan yörelerde bahçeler; çukur, nem tutan ve taban suyu yüksek alanlara tesis edilmemelidir.
b. Yeni bahçe tesislerinde kış soğuklarına dayanıklı çeşitler tercih edilmelidir.
c. Fidanlar hastalıksız ve yaralanmamış olmalıdır.
d. Özellikle azotlu gübreler geç kış veya erken ilkbahar döneminde uygulanmalı, aşırı gübrelemelerden kaçınılmalıdır.
e. Ağaçlarda kuruyan dallar her yıl düzenli olarak ilkbahar yağışlarının sona erdiği dönemde veya yaz döneminde budanmalı ve budama artıkları bahçe içerisinden uzaklaştırılmalıdır. Budamalarda büyük ve geniş yaralar açılmamalı, budama yerleri aşı macunu ile hemen kapatılmalıdır.
f. Kalın dallardaki kanserli kısımlar yaz döneminde uygun bir kesici ile sağlam dokuya kadar temizlenmeli ve yara yerleri aşı macunu ile kapatılmalıdır.
g. Toprak işlemesi yapılırken veya hasat esnasında ağaca zarar verilmemelidir.
h. Güneş gören yüzeyler kireçle boyanmalıdır.
ı. Böceklerle ve diğer hastalıklarla gerekli mücadeleler zamanında ve uygun şekilde yapılmalıdır.
Kimyasal Mücadele: Hastalığın etkili bir kimyasal mücadelesi yoktur.
![]() |
Şekil 15: Dallarda Cytospora kanseri ve zamklanma. |
Kayısı Sürgün ve Dal Yanıklığı Hastalığı (Pseudomonas syringae pv syringae Van. Hall.)
Bakteriyel bir hastalık olup, etmenin yapraklarda oluşturduğu lekeler küçük, yuvarlak ve şekilsizdir. Başlangıçta soluk yeşil yağ lekesi görünüşünde olan bu lekeler, zamanla açık kahve ve kirli beyaza dönüşmektedir. Bu lekeli kısımlar kurumakta ve dökülmektedir. Böylece yapraklar delikli bir görünüm almaktadır. Genç sürgünlerde başlangıçta kabuk üzerinde kahverengi küçük belirtiler görülür (Şekil 16). Bu lekeler boyuna ve enine büyüme gösterir. Renkleri koyulaşır. Sonra bu belirtiler sürgünü çepeçevre sarar. Hastalık esas zararını 1-2 yıllık sürgünlerde meydana getirmektedir. Mayıs-Haziran aylarında hassas sürgünlerde geriye doğru ölüm başlar. 5-6 yıl sonra ağaçlar tamamen kurumaktadır. Meyvede ise çağla döneminde yüzeysel ve meyvenin iriliğine değişik ebatlarda lekeler oluşturmaktadır. Bu lekeler başlangıçta yeşil yağlımsı görünümünde olup, yaşlandıkça koyulaşmaktadır.
![]() |
Şekil 16: Dal kanserinin sürgün ve gözlerdeki görünüşü |
Mücadelesi:
Kültürel Önlemler: Sonbaharda yaprak dökümü periyodu içinde ağaçlardaki kurumuş sürgünler ve kanser yaraları bulunan dallar kesilmelidir. Sürgünler ve dallar 3-4 cm sağlam kısım ihtiva edecek şekilde budanıp, imha edilmelidir.
Kimyasal Mücadele
1.İlaçlama: Sonbaharda yaprakların %70i dökülünce (%3lük bordo bulamacı ile)
2.İlaçlama: İlkbaharda pembe tomurcuk döneminde (%1lik bordo bulamacı ile)
Sert çekirdekli meyve türlerinin yetiştirildiği dünyanın bütün yerlerinde ekonomik olarak büyük zararlara yol açan önemli bir hastalıktır. Daha çok ülkemizin batı bölgelerinde etkilidir. Karantina tedbirlerinin uygulanması ve bölgeye dışarıdan üretim materyalinin (fidan, çöğür, aşı kalemi) girmesinin engellenmesi hastalığın yayılmasını önleyen en önemli tedbirdir. Kayısıda görülen en belirgin şekli meyve çekirdeğine kadar inen şekil bozukluğudur (Şekil 17).
Mücadelesi: Bu virüsün enfeksiyon kaynakları ve taşıyıcıları ile mücadele edilmeli, temiz sertifikalı üretim materyali kullanılmalı ve karantina şartlarına titizlikle uyulmalıdır.
Kayısılarda bu hastalıklardan başka köklerde urlara sebep olan Kök kanseri hastalığı solgunluk hastalıkları olan Verticillium solgunluğu, Rosallinia kök çürüklüğü, Armillaria kök çürüklüğü ve Phytopthora kök boğazı çürüklüğü gibi hastalıklar da görülür.