1000 TL ÜZERİ ALIŞVERİŞLERİNİZDE KARGO ÜCRETSİZ

Kayısı hastalıkları-kayısı zararlıları ve mücadelesi

KAYISI HASTALIKLARI VE MÜCADELESİ

 Monilya (Sclerotinia laxa Aderh et Ruhl.)

Mantari bir hastalık olan monilya, kayısıcılık yapılan tüm bölgelerde görülmektedir. Hastalık; çiçek (Şekil 13), çiçek sapı, meyve ve sürgünlerde zarar meydana getirmektedir. Hastalığın ilk belirtileri; çiçeklenmeden hemen sonra, çiçeğin taç yaprakları üzerinde başlangıçta yağ lekesi şeklinde ortaya çıkar, zamanla çiçeğin tümü hastalanarak kahverengine dönüşür ve bu kuruyan çiçekler genellikle dalda uzun süre asılı olarak kalırlar. Hastalık çiçek sapından dala geçer. Hastalanan dalın kabuğu altında kahverengi lekeler oluşur ve bir süre sonra dal tamamen kurur. Hastalık etmeni dal üzerinde gelişerek yaprakları da hastalandırabilir. Hastalanmış yapraklar yaprak sapıyla birlikte kahverengileşir ve dal ile birlikte kuruyarak, bir süre dalda asılı kalır. Meyvelerde ise ilk belirtiler, hastalanma noktasında kahverengi leke oluşumu ile başlar ve zamanla tüm meyveyi kaplar. Lekelerin etraflarında açık kahverengi bir halka bulunur. Çürüklük meyve etinin içine doğru gelişir, zamanla meyve fungus sporları ile kaplanır. Bu meyveler suyunu kaybederek mumyalaşır ve dalda uzun süre asılı kalır.

Monilya hastalığının çiçekteki belirtisi
Şekil 13: Monilya hastalığının çiçekteki belirtisi

Mücadelesi

Kültürel Önlemler: Hastalığın görüldüğü bahçelerde ağaçlar üzerindeki tüm kuru dallar budanıp, yakılmalı. Mumyalaşarak ağaç üzerinde kalmış ve yere düşmüş meyveler toplanarak yok edilmelidir.

Kimyasal Mücadele:

1.İlaçlama: Çiçeklenme başlangıcında (%5-10 çiçek açtığında)

2.İlaçlama: Tam çiçeklenmede (%90-100 çiçek açtığında)

Yaprak Delen  Çil [Wilsonomyces carpophilus (Lev.) Adaskaveg, Ogawa and Butker]

Hastalık; kayısı ağaçlarının yaprak, meyve (Şekil 14 a), tomurcuk ve genç dalları (Şekil 14 b) üzerinde belirti oluşturur. Yaprak üzerinde oluşan lekeler ilk önce 1 mm çapında, yuvarlak, yağ lekesi görünümünde olup, zamanla kenarları kırmızımtırak, orta kısımları koyu kahve rengine dönüşebilir. Zamanla bu lekeli kısımlar dökülür ve yaprakta delikler oluşur. Hastalık etmeni yaprak saplarını da hastalandırmaktadır. Meyve üzerindeki lekeler ise 1-2 mm çapında, yuvarlak ve dağılmış şekildedir. Ancak bazen bu lekeler birleşerek sıvama şeklinde meyve yüzeyini kaplamaktadır. Bu lekelerin ortaları koyu, etrafı açık kırmızımsı renktedir. Zamanla bu lekeler koyu kahverengi ve siyaha dönüşmektedir. Etmen tomurcuk ve sürgünlerde de zarar yapmaktadır. Etmen daha çok hasta tomurcukların dibinde kanser oluşturur. Bu kanserler zamanla genişleyerek sürgünün tamamının kurumasına sebep olurlar. Hasta tomurcuklar ilkbahar döneminde parlak, zamklı görünüştedir ve kolayca yerlerinden kopmazlar.

Bu hastalık neticesinde meyvenin kalitesi düşmektedir ve verim üzerinde %30-60 oranında kayıplara neden olmaktadır. Kayısı üreticisine ekonomik manada büyük zararlar vermektedir.

Yaprak delen hastalığının meyve ve yapraktaki görünüşü Yaprak delen hastalığının göz ve sürgündeki belirtisi
Şekil 14: Yaprak delen hastalığının (Çil) meyve ve yapraktaki (a) görünüşü ile, göz ve sürgündeki belirtisi (b).

Mücadelesi:

Kültürel Önlemler: Sonbaharda hastalıklı tomurcukları bulunduran dallar sağlam kısımdan budanıp, budama artıkları bahçeden uzaklaştırılmalıdır.

Kimyasal Mücadele:

1. İlaçlama: Sonbaharda yaprak dökümünden hemen sonra (%2-3’lük bordo bulamacı veya bakırlı ilaçlardan biri ile)

2. İlaçlama: İlkbaharda çiçek tomurcukları açılmadan önce (Pembe çiçek tomurcuğu döneminde %1’lik bordo bulamacı veya bakırlı ilaçlardan biri ile)

3. İlaçlama: Meyveler kürkten çıktığı dönemde (Organik fungusitlerden biriyle)

Cytospora Kanseri (Leucostoma spp.)

Bu hastalık kayısı bahçelerinde önemli boyutlarda kurumalara ve ağaç ölümlerine sebep olmaktadır. Hastalık genel olarak tüm sert çekirdekli meyve türlerinde ve özellikle kayısı da apoplexi olarak adlandırılan ani ağaç ölümlerine, gövde ve ana dallar üzerinde geniş kanserlere dal kurumalarına (Şekil 15) ve zamanla ağaçların tümden ölümüne sebep olmaktadır. Hastalık bölgede daha çok zayıf, bakımsız, kış donlarından etkilenmiş, yanlış dönemlerde budanmış ve aşırı azotlu gübreleme yapılmış bahçelerde daha şiddetli olarak görülmektedir.

Mücadelesi

Kültürel önlemler:

a. Hastalık problemi olan yörelerde bahçeler; çukur, nem tutan ve taban suyu yüksek alanlara tesis edilmemelidir.

b. Yeni bahçe tesislerinde kış soğuklarına dayanıklı çeşitler tercih edilmelidir.

c. Fidanlar hastalıksız ve yaralanmamış olmalıdır.

d. Özellikle azotlu gübreler geç kış veya erken ilkbahar döneminde uygulanmalı, aşırı gübrelemelerden kaçınılmalıdır.

e. Ağaçlarda kuruyan dallar her yıl düzenli olarak ilkbahar yağışlarının sona erdiği dönemde veya yaz döneminde budanmalı ve budama artıkları bahçe içerisinden uzaklaştırılmalıdır. Budamalarda büyük ve geniş yaralar açılmamalı, budama yerleri aşı macunu ile hemen kapatılmalıdır.

f. Kalın dallardaki kanserli kısımlar yaz döneminde uygun bir kesici ile sağlam dokuya kadar temizlenmeli ve yara yerleri aşı macunu ile kapatılmalıdır.

g. Toprak işlemesi yapılırken veya hasat esnasında ağaca zarar verilmemelidir.

h. Güneş gören yüzeyler kireçle boyanmalıdır.

ı. Böceklerle ve diğer hastalıklarla gerekli mücadeleler zamanında ve uygun şekilde yapılmalıdır.

Kimyasal Mücadele: Hastalığın etkili bir kimyasal mücadelesi yoktur.

Dallarda Cytospora kanseri ve zamklanma
Şekil 15: Dallarda Cytospora kanseri ve zamklanma.

 Kayısı Sürgün ve Dal Yanıklığı Hastalığı (Pseudomonas syringae pv syringae Van. Hall.)

Bakteriyel bir hastalık olup, etmenin yapraklarda oluşturduğu lekeler küçük, yuvarlak ve şekilsizdir. Başlangıçta soluk yeşil yağ lekesi görünüşünde olan bu lekeler, zamanla açık kahve ve kirli beyaza dönüşmektedir. Bu lekeli kısımlar kurumakta ve dökülmektedir. Böylece yapraklar delikli bir görünüm almaktadır. Genç sürgünlerde başlangıçta kabuk üzerinde kahverengi küçük belirtiler görülür (Şekil 16). Bu lekeler boyuna ve enine büyüme gösterir. Renkleri koyulaşır. Sonra bu belirtiler sürgünü çepeçevre sarar. Hastalık esas zararını 1-2 yıllık sürgünlerde meydana getirmektedir. Mayıs-Haziran aylarında hassas sürgünlerde geriye doğru ölüm başlar. 5-6 yıl sonra ağaçlar tamamen kurumaktadır. Meyvede ise çağla döneminde yüzeysel ve meyvenin iriliğine değişik ebatlarda lekeler oluşturmaktadır. Bu lekeler başlangıçta yeşil yağlımsı görünümünde olup, yaşlandıkça koyulaşmaktadır.

Dal kanserinin sürgün ve gözlerdeki görünüşü
Şekil 16: Dal kanserinin sürgün ve gözlerdeki görünüşü

Mücadelesi:

Kültürel Önlemler: Sonbaharda yaprak dökümü periyodu içinde ağaçlardaki kurumuş sürgünler ve kanser yaraları bulunan dallar kesilmelidir. Sürgünler ve dallar 3-4 cm sağlam kısım ihtiva edecek şekilde budanıp, imha edilmelidir.

Kimyasal Mücadele

1.İlaçlama: Sonbaharda yaprakların %70’i dökülünce (%3’lük bordo bulamacı ile)

2.İlaçlama: İlkbaharda pembe tomurcuk döneminde (%1’lik bordo bulamacı ile)

  

Sert çekirdekli meyve türlerinin yetiştirildiği dünyanın bütün yerlerinde ekonomik olarak büyük zararlara yol açan önemli bir hastalıktır. Daha çok ülkemizin batı bölgelerinde etkilidir. Karantina tedbirlerinin uygulanması ve bölgeye dışarıdan üretim materyalinin (fidan, çöğür, aşı kalemi) girmesinin engellenmesi hastalığın yayılmasını önleyen en önemli tedbirdir. Kayısıda görülen en belirgin şekli meyve çekirdeğine kadar inen şekil bozukluğudur (Şekil 17).

Mücadelesi: Bu virüsün enfeksiyon kaynakları ve taşıyıcıları ile mücadele edilmeli, temiz sertifikalı üretim materyali kullanılmalı ve karantina şartlarına titizlikle uyulmalıdır.

Kayısılarda bu hastalıklardan başka köklerde urlara sebep olan Kök kanseri hastalığı solgunluk hastalıkları olan Verticillium solgunluğu, Rosallinia kök çürüklüğü, Armillaria kök çürüklüğü ve Phytopthora kök boğazı çürüklüğü gibi hastalıklar da görülür.

Sharka (Plum Pox) ile  enfekteli meyveler.
Şekil 17: Sharka (Plum Pox) ile enfekteli meyveler.

ÖNEMLİ KAYISI ZARARLILARI VE MÜCADELESİ

Kayısılarda; ana zararlı olarak şeftali güvesi, fidan dip kurtları, kiraz yazıcı böceği, kara ağustos böceği ile depolarda Plodia interpunctella, kayısı yaprak uyuzu, iki noktalı kırmızı örümcek, tomurcuk tırtılları, yaprak bitleri, meyve hortumlu böceği ve kahverengi koşnil gibi zararlılar bulunmaktadır.

Üreticiler, bu zararlılarla mücadeleye karar verme aşamasında uygulama kuruluşlarından teknik yardım almalıdırlar.

Şeftali Güvesi (Anarsia lineatella Zell.)

Koyu gri-boz renkli olup, üst kanatları düzgün olmayan açık ve koyu kurşuni çizgi ve lekelerle süslüdür. Alt kanatlar daha açık, renkli ve kenarları uzun saçaklıdır. Erkek dişiden küçüktür (Şekil 18 a). Yumurtaları ovalca, uzunluğu 0.5 mm, eni 0.3 mm olup yeni bırakıldığında sarımtrak, sonra portakal ve açılacak dönemde ise kahve rengine yakındır. Yumurtadan yeni çıkmış larva 0.5 mm uzunluğunda, sarımsı kahverenginde ve baş siyahtır. Gelişmesini tamamlamış larva ortalama 10 mm uzunluğunda, kırmızımsı kahverenginde olup, segment araları sarımsı beyaz renktedir (Şekil 18 b). Pupa koyu kahverenginde, çıplak ve parlak olup 6 mm uzunluğundadır (Şekil 18 c).

Kışlayan döl larvaları önce çiçek veya yaprak tomurcuklarından zarar yaparlar. Çiçeklerin çanak yapraklarını kemirerek delerler ve genç sürgünlere uçtan girerek 8-10 cm’lik galeri açarlar. Saldırıya uğrayan tomurcuk ve sürgünler kururlar (Şekil 18 d). Bir larva birkaç tomurcuk ve sürgüne zarar verebilir. Yazın sürgünlerin tazeliği azaldıkça zarar meyvelerde olur. Genç ve meyvesiz ağaçlarda ise zarar filizlerde ve kabukta olmaktadır. Meyvede hemen kabuk altını tipik olarak kavisli bir şekilde oyarlar (Şekil 18 e). Bazen de meyve etinde tünel açarak çekirdeğe kadar ulaşırlar. Genç ağaç ve fidanlıklarda uzun süren sürgün zararı gelişmeyi engeller ve taç şeklinin bozulmasına neden olur.

Şeftali Güvesi
Şekil 18: Şeftali güvesinin ergini (a), larvası (b), pupası (c), sürgündeki (d) ve meyvedeki (e) zararı.

Mücadelesi

Mekaniksel Mücadele

Bulaşık sürgünler mayıs ayından itibaren, Ağustos ayının sonuna kadar haftada bir kez olmak üzere 8-10 cm uzunluğunda kesilip larvayla birlikte yok edilmelidir. Kurtlanarak yere dökülen meyveler bahçeden uzaklaştırılmalıdır.

Kimyasal mücadele

Meyve bahçelerinde çiçeklenme sonundan itibaren yapılan kontrollerde; bir ağaçta ortalama 5 adet veya daha fazla zarara uğramış sürgün saptanırsa birinci döle karşı kimyasal mücadele yapılır. Böyle bahçelerde Haziran ayında meyvelerde ilk zarar belirtileri görülür görülmez ilaçlamaya başlanır. Ayrıca sürgünlerde görülen larvalar bahçede kafes içerisinde kültüre alınır ve bu kültürden ilk kelebek çıkışı görüldükten veya eşeysel çekici tuzaklarda ilk ergin yakalandıktan 10 gün sonra ilaçlamaya başlanır. Bu dönemde meyvelerde irileşme ve renk değişimi başlamıştır.

 Yazıcıböcekler (Scolytus rugulosus Müll.)

Erginlerin boyu 1.8-2.7 mm arasında olup, dişi ve erkek bireyler arasında boy farklılığı yoktur. Koyu esmer veya siyah renktedir (Şekil 19) . Larvaları beyaz renkte, 3-3.5 mm boyunda, kıvrık ve bacaksızdır.

Ağaçların odun ve kabuk kısımlarında türlere özgü galeriler açarlar. İlk galeriye bırakılan yumurtadan çıkan larvalar, bu ana galeriye dik açıda ikincil galeriler oluştururlar.

Yazıcıböcek saldırısına uğramış bir dalın kabuğu kaldırıldığında 2-3 cm boyunda kısa bir ana galeri ve içi odun tozu ile dolu 10-20 cm uzunluğunda birçok eğri galerinin varlığı görülür. Daha çok sekonder zararlı sayılırlar. Bakımsız ve zayıf ağaçları ve bunların zayıf dallarını tercih ederler. Beslenme düzeni bozulan dalcıklar kurur. Gelecekteki meyve verimi düşer. Saldırıya uğrayan ağaçlar 2-3 yıl içerisinde kururlar.

Meyve yazıcı böceği ergini
Şekil 19: Meyve yazıcı böceği ergini

Mücadelesi

Kültürel Önlemler:

Yazıcı böceklere karşı en etkili mücadele yöntemidir. Daha çok zayıf ağaçları seçen bir zararlı olduğundan, ağaçların budama, gübreleme, sulama ve toprak işlemesi ile kuvvetli tutulması gereklidir.

Mekaniksel Mücadele

Budama artıkları bahçeden en az 2 km uzaklaştırılmalıdır. Bu artıklar yakacak olarak kullanılacaksa, bir yere yığılmalı, bu yığınlara çoğalmak üzere gelen böceklerin talaş çıkardıkları görüldüğünde dal yığınları ilaçlanmalıdır. Mart, Haziran ve Eylül aylarında olmak üzere yılda 3 kez ağaçlara kurumuş dallar tuzak olarak asılmalı, bu tuzaklarda talaş çıkmaya başlar başlamaz, hepsi toplanıp yakılarak imha edilmelidir. Aynı şekilde böcekli dallarda kesilip yakılmalı, özellikle fidanlıklarda yerde kuru dal bırakılmamalıdır.

Kimyasal Mücadele

İlk baharda Nisan-Mayıs aylarında yapılacak gözlemlerle kurumuş dallarda ergin çıkışları görülür görülmez birinci ilaçlama, bundan 10-15 gün sonra da ikinci ilaçlama yapılır. İkinci döle karşı da Temmuz-Ağustos aylarında yapılacak gözlemler sonucu ergin çıkışları görülür görülmez üçüncü ilaçlama, 10-15 gün sonra da dördüncü ilaçlama yapılır. Kullanılacak ilaçların seçiminde uygulama kuruluşlarına danışılarak saptanmalıdır.

 Yaprak Uyuzu (Eriophyes similis Nal.)

Kayısı ve zerdali yapraklarının kenarlarında cep ve küllah şeklinde sarımsı yeşil veya kırmızı galler meydana getirir (Şekil 20). Bu zararlı kışı ergin halde ağaç kabukları altında geçirir.

Kayısı yaprak uyuzunun yaprakta meydana getirdiği galler
Şekil 20: Kayısı yaprak uyuzunun yaprakta meydana getirdiği galler

Mücadelesi

Kimyasal Mücadele

Zararlının yoğun olduğu bahçelerde en uygun ilaçlama zamanı çiçek tomurcukları açılmadan önce, pembe çiçek tomurcuğu dönemidir. Bu dönemde zararlıya karşı uygulama kuruluşlarınca tavsiye edilecek bir ilaçla kimyasal mücadele yapılmalıdır.

 Kahverengi Koşnil (Parthenolecanium corni Bouche)

Ergin dişinin kabuğu yarım küre şeklindedir. Rengi başlangıçta koyu kahverengi olup, üzerinde siyah ve sarı bantlar bulunmaktadır. Daha sonra bu renk açık kahverengine dönüşür. Kabuk buruşur ve üzerinde koyu renkli çukurluklar oluşur. Olgun erkeklerde kahverenkli olup, iki kanadı, anten ve bacakları mevcuttur. Yumurtadan yeni çıkan hareketli larvalar açık sarı, sonraki dönemler ise kahverenginde olup, vücutları yassıdır.

Kahverengi koşnilin larvaları yaprak, dal ve sürgünlerde, dişileri de dal ve sürgünlerde bitki öz suyunu emmek suretiyle zarar yaparlar. Yoğunluğun fazla olduğu bahçelerde; bu doğrudan zararından başka, salgıladıkları ballı maddeler üzerinde saprofit mantarların gelişmesi sonucu kara ballık (fumajin) denilen dolaylı bir zarara da neden olurlar. Böyle ağaçlarda dal, sürgün, meyve ve yapraklar koyu bir renk alırlar. Bu gibi ağaçları kışın kolayca fark etmek mümkündür. Gerek emgi, gerekse fumajin şeklindeki zarar nedeni ile sürgün ve dallar gelişemez, yapraklar zamanından önce dökülür, sonunda ağaçlar zayıf kalır, meyve verimi ve kalitesi düşer.

Mücadelesi

Kültürel Önlemler

Kahverengi koşnil ile yoğun bulaşık olan dal ve sürgünler budama sırasında kesilerek bahçeden uzaklaştırılmalıdır.

Kimyasal Mücadele

Mayıs ve Haziran aylarında yapılacak kontrollerde 10 cm uzunluğundaki bir dalda, altında yumurta bulunan en az 3 adet dişi görülmesi halinde o bahçenin ilaçlanması gerekir. Bu zararlının mücadelesi, hareketli larva ile birinci ve ikinci dönem larva dönemlerinde yapılmalıdır. Yaz ilaçlaması için en uygun ilaçlama zamanı, yumurtaların tamamının veya tamamına yakın bir kısmının açıldığı devredir. Zamanında ve usulüne uygun olarak mücadele yapıldığı taktirde bir ilaçlama yeterlidir. İlaçlamada acele edilmemelidir. Zira bu zararlının larva dönemleri çok uzundur. Dolayısı ile Haziran ayından sonbahara kadar geniş bir mücadele periyodu bulunmaktadır. Kullanılacak ilaçlar uygulama kuruluşlarına danışılarak belirlenmelidir.

12.5. Küçük Tomurcuk Güvesi (Recurvaria nanella Hübn.)

Ergin kanat açıklığı 10 mm kadardır. Ön kanatları kirli gri ve siyah pullarla örtülüdür (Şekil 21 a). Larva yumurta açılımından sonra açık sarı renklidir. Olgun larvanın rengi kırmızı kahverengi olup, pupa olmaya yakın önce koyu zeytini yeşil, daha sonra morumsu renge dönüşür. Olgun larvanın boyu 5-6 mm’dir (Şekil 21 b).

Tomurcuk tırtılları üç değişik şekilde zarar yaparlar. Birincisi ve en önemlisi tomurcuk ve çiçeklerde yaptıkları zarardır. Bunlar ilkbaharda günlük ortalama sıcaklığın birkaç gün üst üste 6 0C’nin üzerinde seyrettiği günlerde kışlaklarını terk ederek kabarmakta olan tomurcukları yandan delerek, içine girerler ve burada beslenirler. Genellikle meyve tomurcuklarını tercih ederler. İkinci zararı birkaç yaprağı ağ ile tutturarak aralarında beslenmesi şeklindedir. Üçüncü zararı yumurtadan yeni çıkan yaz larvaları yapar. Bunlar yaprağın alt epidermisini delerek parankima dokusu ile beslenirler. Bu zararlı yapraklarda dar, küçük ve yıldız şeklinde galeriler açarlar. Yurdumuzun her bölgesinde bulunurlar.

Tomurcuk tırtılı ergini Tomurcuk tırtılı larvası
Şekil 21: Tomurcuk tırtılı ergini (a) ve larvası (b).

Mücadelesi

Biyolojik Mücadele

Elma iç kurdunun da yumurta parazitoidi olan T. embryophagagum’un bulunduğu yerlerde korunması ve etkinliğinin arttırılması için gerekli önlemler alınmalıdır.

Kimyasal Mücadele

İlaçlama tomurcuk patlama döneminde bir defa yapılır. Bu dönemde her 10 dekar için temsili olarak seçilecek 5 ağacın değişik yönlerinden 20 (toplam 100) tomurcukta veya bukette gözlem ve sayımlar yapılarak 10-15 larva bulunduğunda mücadeleye karar verilir. Zararlıya karşı kullanılacak ilaçların seçiminde uygulama kuruluşlarına danışılmalıdır.

Fidan Dip Kurtları (Capnodis spp.)

Erginleri siyah veya bronz renkte, hafif parıltılı, pronotum tür özelliklerine göre gri veya beyaz noktalı zemin üzerinde siyah çeşitli kabarık desenlidir (Şekil 22 a). Erginlerine çoğunlukla kök boğazlarında rastlanır. Yaklaşıldığında ağacın veya dalın ekseni etrafında dönerek saklanmaya çalışır ve ölü taklidi yapar.

Larva boyu türe, gelişme dönemine ve beslenme durumuna göre çok değişik 1.5-80 mm olup, genellikle sarımtrak renkte, 13 segmentli ve yassıdır.

Geniş bir konukçu dizisine sahip olan Capnodis, kayısı bahçelerinde de önemli boyutlarda zarar oluşturmaktadır. Zararlının erginleri, üzerinde oldukları bitkilerin yapraklarını çok ender olarak ve az miktarda yer fakat genç sürgünleri, aşı tomurcuklarını, yaprak saplarını oburca yiyerek tahrip eder ve büyük zarar verirler.

Genç larva ağaçların kök boğazında veya toprak yüzeyine yakın köklerin kabukları altında (Şekil 22 b) bulunur ve kambiyum tabakasını kemirir. Larva, kök kabuğu altında galeriler açarak bitkinin beslenmesine engel olur. Galerilerin içi pislik ve talaş ile doludur.

Bu zararlının erginlerinin, kök kabukları altında larva ve larva zararının olması, ağaçların kök boğazında veya kök boğazının civarında toprakta oval şekilde deliklerin görülmesi, ağaç altlarında sap dibinden yenmiş taze yaprakların bulunması, aşı gözlerinin veya taze sürgünlerinin kemirilmiş olması bu zarlının varlığını gösterir.

Capnodis erginleri Capnodis larvası
Şekil 22: Capnodis’in erginleri (a) ve kök kabuğu altındaki larvası (b).

Mücadelesi

Kültürel önlemler

Ağaç altlarında erginlerin kolayca saklanabileceği yüksek boylu ot çalı vs. bulundurulmamalıdır. Sabahın erken saatlerinde ve akşam üzeri gövde ve kök boğazında kolayca toplanabilecek erginler yok edilmelidir. Dibine dökülmüş ve sap gibi yenik yapraklar bulunan fidanlar hızla sarsılarak yere düşürülen erginler öldürülmelidir. Su ve gübrelemeye dikkat edilerek ağaçlar kuvvetli bulundurulmalıdır. Kabuklu bit problemi yoksa zararlının yumurta koymasını güçleştirmek için ağaçların gövdelerine kireç badanası yapılmalıdır.

Kimyasal Mücadele

Bu zararlıya karşı ilaçlı mücadeleye karar vermek için yapmış olduğu zararı görmek gerekir. Bu nedenle; ağaçlarda mayıs ayının ilk haftasından başlayarak ergin çıkışı gözlenmelidir. Ağaç altlarında yenmiş taze yaprakların bulunması, aşı gözlerinin veya taze sürgünleri kemirilmiş olması zararlının varlığını gösterir. Bu ağaçların kök boğazları açılarak incelendiğinde Capnodis larvalarına yada zararına rastlanırsa mücadelesine karar verilir.

İlaçlı mücadele haziran, temmuz, ağustos aylarında zararlının yumurtalarını kök boğazı civarında toprağa koyduğu dönemde her 15 günde bir yapılmalıdır. Bu mücadelede kullanılacak ilaçları uygulama kuruluşlardaki teknik elemanlara danışarak alınmalı ve uygulama en az iki yıl sürdürülmelidir.

Kuru Meyve Güvesi (Plodia interpunctella Hbn.)

Erginin ön kanatlarının bir bölümü sarı, bir bölümü kırmızı ve koyu lekelidir. Boyu ortalama 9 mm, kanat açıklığı 19 mm’dir. Arka kanatları sarımsı gri renktedir (Şekil 23 a). Larva kirli beyazdan pembemsi kreme kadar değişen renklere sahiptir. Boyu 10-12 mm’dir (Şekil 23 b). Pupa kokun içinde kahverenkli ve 6-8 mm boyundadır. Erginler pupa döneminden çıkar çıkmaz çiftleşerek yumurta bırakmaya başlarlar. Ergin dişi 2-4 haftalık yaşamı süresince gıda ortamına 300-400 kadar yumurta bırakır. Yılda iklim koşullarına göre 2-5 döl verir.

Bu zararlı larva döneminde beslenir ve zarar yapar. Larvalar bulundukları gıda ortamında beslenerek ürün kayıplarına neden olurlar. Buna ek olarak çıkardıkları artıklar ve değiştirdikleri gömlek ve baş kapsülü kalıntıları ile ürünün niteliğini bozarlar.

Mücadelesi

Kültürel Önlemler

1. Ambarda zararlılara barınak olabilecek yarık, çatlak vb. girintiler sıva ile kapatılır.

2. Ambar önceki yılın ürün kalıntılarından temizlenir.

3. Ambarlama süresince zararlı girişini önlemek üzere kapı ve pencerelere uygun sıklıkla tel geçirilmelidir.

4. Ambarda bir yıl önceden çuval, kutu, sepet ve diğer ambalaj materyali kullanılmadan fumige edilir.

5. Ambarın iç ve dış yüzeyleri badana edilir.

6. Ambarın serin, aydınlık ve havadar olması için gerekli önlemler alınır.

Kimyasal Mücadele

Kuru meyve zararlılarına karşı boş ambar ilaçlaması, ambarlanacak ürünün fümigasyonu ve dolu ambar ilaçlaması olmak üzere 3 şekilde uygulanır. İlaçlamalarda uygulama kuruluşlarına danışılmalıdır.

Kuru meyve güvesi
Şekil 23: Kuru meyve güvesi ergini (a) ve larvası (b).

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.