1000 TL ÜZERİ ALIŞVERİŞLERİNİZDE KARGO ÜCRETSİZ

Elma Ağacı Hastalıkları

Elma Ağaçlarında Demir Noksanlığı
Hastalık Tanımı :
Fizyolojik bir hastalıktır ve demir noksanlığı nedeniyle oluşmaktadır. Kloroz bitkide bakteri, fungus ve virüs gibi etmenlerle sıcak, soğuk, ışık ve baca gazlarından oluşabilmektedir. Tüm nedenlerin yanı sıra en önemli etken bitkideki demir noksanlığıdır. Demir bitkide klorofil gibi önemli bileşiklerin yapı taşını oluşturur ve bunun bitkide yeterince bulunmaması kloroz (sarılık) oluşmasına neden olur.

Klorozu oluşturan nedenler aşağıdaki şekilde özetlenebilir.

Toprakta yeteri miktarda demir bulunmaması durumunda kloroz oluşur.
Kurak iklim koşullarında toprak suyunun reaksiyonu genellikle kalevidir. Başka bir deyişle bu iklim kuşağında toprak kireçlidir. Serbest demir böyle topraklarda kireç tarafından tutulduğu için bitki topraktan demiri alamaz ve kloroz oluşur.
Toprakta suyun fazlalığı ve köklerin yeterince havalanamaması halinde bitki öz suyu kalevileşir ve demir alınamadığı için kloroz oluşur.
Işık yoğunluğunun çok fazla olması yine hücre öz suyunun kalevileşmesine neden olacağından kloroz görülür.Yaşayış :
Kloroz belirtileri elma ağaçlarının genç yapraklarından hafif sarılıkla başlar. Yaprak damarları genellikle yeşildir, sarılık artınca damarlar da sararır. Toprak ve hava koşullarına bağımlı olarak, genç yapraklarda başlayan klorotik belirtiler yaşlı yapraklarda hızla yayılır. Hastalık ilerledikçe yaprakların kenarlarında kırmızımtırak ve kahverengi kurumalar görülür ve çoğu kez yaprağın tüm çevresini kaplar. Hızla sararan ve nekroze olan yapraklar zamanla dökülürler. Kloroza yakalanmış ağaçlar hemen kurumaz. Ancak sarılık ve yaprak dökümü sonucunda asimilasyon alanı azalan bitkinin fizyolojik dengesi bozulur. Gelişme yavaşlar, meyve verimi düşer ve önlem alınmazsa kuruma görülür. Bu nedenle hastalık özellikle Orta Anadolu ve Ege Bölgelerinin kalevi yapıya sahip yörelerinde meyve ağaçlarının direkt ürününü etkilemesi nedeniyle büyük ekonomik öneme sahiptir.Kültürel Önlemler :
Hastalığın oluşumuna uygun ağır ve çok kireçli topraklarda bahçe kurulmamalıdır. Bahçe kurulmadan önce kesinlikle toprak ve sulama suyu analizleri yaptırılmalıdır.
Toprak karakterine göre sulama aralıkları çok iyi belirlenmeli, taban suyu yüksek bahçelerde drenaj kanalları açılmalı ve su seviyesi istenilen düzeyde tutulmalıdır.
Organik maddece zayıf, ağır ve kalevi yapılı topraklarda, toprak yapısını aside dönüştüren ticari gübrelerle bol ahır gübresi kullanılmalıdır.
Fazla ışık klorozu artırdığından budama aşırı güneşlenmeyi engelleyecek şekilde yapılmalıdır.
Bahçe tesislerinde varsa kirece dayanıklı meyve çeşitleri ve anaçlar kullanılmalıdırKimyasal Mücadele :
Yaprak ilaçlamaları güneşsiz, rüzgarsız, orantılı nemin yoğun olduğu günlerde veya sabahın erken yada akşamın güneş batacağına yakın saatlerinde, sürgün uçları, yaprağın alt ve üst yüzeyleri ıslanacak şekilde uygulanmalıdır.

Gövde ilaçlamalarında büyük yaralar açılmamasına, deliklerin üst üste gelmemesine ve yara yerlerinin macunla kapatılmasına dikkat edilmelidir.İlaçlama Zamanı :
Kloroza karşı kimyasal mücadele 3 şekilde uygulanır.

Toprak İlaçlaması

Ağaçta ilk klorotik lekeler görüldüğünde taç izdüşümü alınır, bu dairenin ağaç gövdesine doğru yarıçapının 1/4'ü kadar uzaktan 2. daire çizilir. İki dairenin arasındaki toprak 5 cm. kalınlığında kazılıp toprak çevrede toplanır. İlaç bu alana kuru olarak homojen şekilde serpilir veya ağaçların büyüklüğüne göre 1 - 4 teneke suda eritilerek sulama şeklinde uygulamaları ilaçlamadan sonra çevredeki toprakla ilaçlanmış kısım kapatılır ve ilacın hava ile teması önlenir. Daha sonra normal sulama yapılır. Bu sulama 10 -15 günde bir 3 kez yinelenir.

Yaprak ilaçlaması

Demir noksanlığı belirtisi gösteren elma ağaçlarına 1. ilaçlama çiçek taç yapraklarının dökülmesinden 1 - 2 gün sonra uygulanır ve klorozun şiddetine göre ilaçlamalar 10 - 15 gün aralarla 2-4 kez tekrarlanır. Kloroz durumu bilinmeyen ağaçlar ise kloroz belirtisi görülür görülmez ilaçlanır ve aynı aralıklarla ilaçlamalar sürdürülür.

Gövdeye enjeksiyon

Klorozlu olduğu bilenen ağaçlarda çiçekten 15 gün sonra, ağacın gövdesinde, 0.5 cm. çapında öze kadar inen karşılıklı delikler açılır. Gelişmiş ağaçlarda ise bu işlem kalın dallarda da yapılabilir. Bu delikler içine preparatlar doldurularak balmumu veya ağaç macunu ile kapatılır

İlaç Detayları :
Etken MaddeFormülasyonMiktar
FeSO4 (Karaboya) %90-95KR1/3 kg
Metalik Fe (chelate) %5-6WG/SP50/300 g

Elma Ağaçlarında Çinko Noksanlığı
Hastalık Tanımı :
Fizyolojik bir hastalık olup çinko noksanlığı nedeniyle oluşmaktadırYaşayış :
Tipik belirtisi elma ağaçlarında kamçılaşma ve rozetleşme oluşumudur. Ağaç
tacının alt kısımlarında sürgünler ve yapraklar normal olduğu halde yukarı ve uç
kısımlarda sürgünlerde çıplaklaşma ve uçlarda 4-5 yapraktan oluşan rozetleşme
görülür. Yapraklar hafif sararmış sürgünlerin çıplak olan kısımlarında gözler ya
tamamen körelmiş ya da çok ufak yaprakçıklar oluşmuştur. Rozet oluşumu boğum
aralarının çok kısalıp adeta üst üste binmelerinden ileri gelir.
Yapraklarda damarların sararması da tipiktir. Yapraklar daralır ve küçülür,
kıvrılırlar. Meyveler küçülür ve verim önemli oranda düşer. Hastalık ilerledikçe
kamçılaşmış sürgün ve dallar kuruyabilir. Ağaç giderek meyve vermeyen çalı
görünümü kazanır. Bu nedenle hastalık özellikle Orta Anadolu'da bazı yörelerdeki
meyve bahçeleri için üretimi etkilemesi nedeniyle büyük ekonomik önem
taşımaktadır.Kültürel Önlemler :
Uygun olmayan topraklarda bahçe kurulmamalı ve tesisten önce bahçe
toprağının toprak analizi yaptırılmalıdır. Bitkilerin kuvvetli yetişmesi sağlanmalı ağır
topraklarda sık sık toprak işlemesi ile toprak havalandırılmalıdır.Kimyasal Mücadele :
İlaçlamalar, güneşsiz, rüzgarsız, orantılı nemin yoğun olduğu bir gün veya sabahın
erken saatlerinde yada akşam güneş batımına yakın yapılmalıdır. İlaç, çok ince zerrecikler
halinde sürgün uçlarını, tomurcukları, yaprak alt ve üst yüzeylerini iyice
ıslatacak şekilde uygulanmalıdır.İlaçlama Zamanı :
İlaçlamalar gözler uyanmadan 15 - 20 gün önce % 5 dozunda, sonuç alınamayan
yerlerde yapraklar normal büyüklüğünü aldıktan sonra % 1 dozunda püskürtme
şeklinde yapılmalıdır. Yapraklı dönemde yapılan ilaçlamalarda fitotoksiteyi önlemek
amacıyla % 0.5 oranında sönmemiş kireç nötralize edici olarak kullanılmalıdır.

İlaç Detayları :
Etken MaddeFormülasyonMiktar
Çinko sülfat %97KR5 kg (dormant periyotta) 1 kg+0.5 kg
Metoxyphenol propan polimeri %12SP5 kg (dormant periyotta) 1 kg+0.5 kg

Elmada Alternaya Meyve Çürüklüğü Hastalığı
Latincesi :
Alternaria alternata (Fr.)Keissler (= Alternaria tenuis Ness.)Hastalık Tanımı :
Alternaria cinsine dahil patojen türlerin konukçuya özelleşmiş toksin salgılamaları ve aseksüel dönemlerinin morfolojik benzerlikleri nedeniyle, A.alternata olarak sınıflandırılmasının gerektiği bildirilmiştir. Ancak, etmenin sınıflandırılmasında birlikteliğe varılamadığından, bazı araştırmacılar etmeni, A.alternata nm elma patotipi A. mali olarak, yada A.mali türü olarak da adlandırmaktadır. Alternaria alternata {^Alternaria tenuis Ness.) yara paraziti olan bir hastalık etme­nidir. A.alternata birçok bitkilerin zayıflamış veya ölmüş dokularında saprofit olarak da yaşayabilir.

Etmenin kolonisi, besi yerinde, zeytinimsi siyah veya siyah, bazen gri renktedir. Konidiosporlar genellikle uzun, sık dallanan zincirler halinde ve ters armut, yu­murta, elipsoit, kısa konik veya silindirik şekildedir. Konidiosporlar, bazen kendi­sinin üçte biri kadar uzunlukta olan bir gagaya da sahip olabilir. Konidioforlar, düzçeperli yaklaşık 50 fim uzunlukta ve 3-6 (im kalınlığında, 1-3 bölmeli, tek veya gruplar halinde, dallı veya basit, düz veya kıvrımlı, soluk veya altın sarısı renktedir.

A. alternata yaygın olarak bulunabilmek­tedir. Hastalığın optimal gelişimi rutu­betli ortam ve 26-28°C sıcaklıkta olmak­la birlikte, 0°C de dahi gelişme göstere­bilmektedir. Uygun şartlarda penetrasyondan 8-10 gün sonra hastalık belirtisi ortaya çıkar.

A.alternata zayıf bir patojen ve son derece yaygın bir saprofit olup, birçok bitki­lerin zayıflamış veya ölmüş dokularında, gıda artıklarında, toprak vb. maddeler üzerinde bulunmaktadır. Rüzgârla, kuşlarla ve mekanik olarak bulaşabilmektedir.Yaşayış :
Alternaria türlerinin çoğu hasat öncesi ve sonrası meyve çürümelerine neden olurlar.

A.alternata, elmanın çiçek çukuru etrafında veya orta kısımlarında Önceleri renk açılmasına neden olur. Bu lezyonlar kuru olup, kahverenginden siyah renge dönüşür. A.alternata etmeninin elmadaki belirtisi meyve etinden çekirdek evine doğru (40-50 mm.) derinlemesine ilerleyen ve kısmen de yüzeysel olarak çürüyen bölgeler, siyah veya kahverengimsi renkte, yassı ve kenarları belirgin çökük leke­ler şeklinde görülür

Meyvelerdeki yumuşama, güneş ve soğuk zararları ile hasat öncesinde oluşan mekanik veya diğer yaralanmaların dokuda oluşturacağı zayıflıklar, A.alternata etmeninin giriş kapısını oluşturmaktadır. A.alternata meyve sapında zayıflamaya da neden olmaktadır.

Alternarya meyve çürüklüğü hastalığı, elma kabuğundaki koyu renkli lekeler ile acı benek hastalığına benzemektedir. Buna karşın Acı benek hastalığı meyvede bitki besin elementleri oranının dengesiz olması sonucu ortaya çıkarken, Alternarya meyve çürüklüğü hastalığı ise A.alternata fungusunun enfeksiyonu sonucu oluşmaktadır.

Etmenin koyu renkli miselleri, nemli şartlar altında meyvedeki lezyonların yüzeyinde görülebilir. Hastalığın şiddeti, konukçunun duyarlılığı ve çevre şartlarına bağlı olarak değişebildiği gibi, kültüre! uygulamalar da hastalığın ortaya çıkmasında önemli etkenlerdir.

Etmen elma yapraklarında, önce açık, daha sonra koyulaşan portakal renkte dairesel halka şeklinde yaprak lekelerine neden olur

Bu etmen, hasattan Önce veya sonra meyveyi enfekte edebilir. Meyvelerin olgun­laşma döneminde hastalığa karşı hassasiyeti artmakta, olgunlaşma başlangıcında fungus meyveyi enfekte edebilir. Hasada yakın bir zamanda meyve yüzeyinde semptom gelişir ve meyvenin albenisi kaybolur. Uygun şartlarda depolanmayan meyve, belli bir süre sonunda çürüyerek tamamen elden çıkabilir. İleri derecedeki çürüklüklerde meyve eti siyaha dönüşür ve süngerimsi bir yapı alır.

Elmada hasada yakın zamanda lekelenme ve daha sonrası çürüme ile kendisini belli eden bu hastalık, meyvedeki albeni ve kaliteyi etkilemektedir.

Hastalıklı meyvenin depolamaya alınmasında ve meyvelerde hasat esnasında oluşun yaralanmalarda lezyon gelişmesi devam ettiğinden, depo kayıplarına sebep olmakta, böylece meyvenin pazar değeri düşmekte ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

Hastalık, Doğu Anadolu BÖlgesİ'nde Erzincan'da ve Akdeniz Bölgesİ'nde İsparta ilinde tespit edilmiş olup, diğer bölgelerdeki bulunuşları bilinmemektedir.
Kültürel Önlemler :
Meyvelerin elle toplanmasında dikkatli olunmalı, toplama ve paketleme esnasında ezilmemelidir. Hasattan sonra bekletilmeden bir an Önce depoya alınmalıdır. Hasat esnasında gerekli titizliğin gösterilmesi depolama Ömrünü de uzatacaktır. Depolama atmosferi ve sıcaklığı uygun olmalı, meyvenin muhafazası optimum şartlarda olmalıdır.

Toplama yapılacak olan kasa veya sepetin yüzeyi ChlorinTe dezenfekte edilmeli veya meyve kasalara konmadan önce buhardan geçirilmelidir. Chlorin, meyve yüzeyindeki yaşayan sporlara karşı da uygulanabilir.
Kimyasal Mücadele
:
Ağacın tümü ilaçlanacak şekilde rüzgârsız havada ilaçlama yapılmalıdır.
İlaçlama Zamanı
:
1. ilaçlama: Meyve tatlanma başlangıcında (yaklaşık V* meyve büyüklüğü)

2. ilaçlama: Kullanılan ilacın etki süresi bitiminde, ikinci ilaçlama yapılmalıadır.

Klorot,k Yaprak Virüsü Hastalığı
Latincesi
:
Apple Chlorotîc Leafspot Trichovirus (ACLSV)
Hastalık Tanımı :
Elma klorotik yaprak leke virüsü (ACLSV) Ftexiviridae familyasına bağlı, partikülleri ipliksi, zarfsız ve bükülebilir esnek yapıdadır. Virüs 720-740 nm boyunda 12 nm eninde tek sarmal RNA yapısında partiküllere sahiptir. Virüs mekanik olarak ve tohum hariç diğer üretim materyalleri ile taşınmaktadır. ACLSV şeftali ve elma olmak üzere iki ırka sahiptir.

Bu etmen bazı kaynaklarda Apricoî pseudo-chlorotic leafspot virus (APCLSV) olarak tanımlanmıştır.
Yaşayış
:
Virüs birçok ticari elma çeşidinde latent olarak bulunmaktadır. ACLSV'ye karşı duyarlı olan Malus sylvesths cv. R12740-7A (Rus elması) M. pumila üzerine aşılandığında, klorotik yaprak lekesi, kap şeklinde yaprak ve küçük kalmış bitkiler gözlenir. Elma yapraklarında düzensiz dağılmış, halka şeklinde sınırları belli klorotik belirtiler, bu hastalık etmenin en tipik belirtileridir ve teşhis amaçlı da kullanılmaktadır.

Armut bitkisi yapraklarında halkalı yaprak lekelerine ve meyvesinde soluk yeşil beneklenmelere neden olur.

ACLSV, ayva yapraklarında, klorotik leke, çizgi ve bantlara, meyvede şekil bozukluklarına neden olmaktadır.

Sert çekirdekli meyvelerden kirazda güneş yanıklığına benzer nekrotik yanıklık­larına, erik gövdesinde kabuk soyulmalarına, şeftalide nekrotik yaprak lekelerine ve kıvırcıklığa, neden olmaktadır.

ACLSV kayısılarda genel olarak rozet yaprak oluşumuna ve aşı uyuşmazlığına neden olmaktadır. Bazı kayısı çeşitlerinde ise yalancı şarka (pseudopox) olarak adlandırılan meyve bozukluklarına yol açabilmektedir. Meyve bozuklukları daha çok kayısı meyvelerinin karın çizgisinde (yarma yeri) koyu kırmızı veya kahverengimsi lekelenmeler şeklinde ortaya çıkar. İleri safhada bu renk siyaha kadar ilerleyebilir. Meyvenin olgunlaştığı dönemde hava soğuk giderse bu belirtiler artar ve meyve eti acı bir tat alır. Bu meyve belirtileri zaman zaman PPV (şarka) ile karıştırılabilir.

ACLSV leylak yapraklarında klorotik lokal lekelere yol açar. Bu lekeler zamanla birleşerek daha büyük lekeler oluşturur ve daha sonra bu lekeler hat şekline dönüşür.

ACLSV sert ve yumuşak çekirdekli meyvelerde önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu kayıplar daha çok fidanlıklarda aşı uyuşmazlığı ve meyveye yatmış ağaçlarda verim düşüklüğü olarak ortaya çıkar.

Yurt dışında yapılan çalışmalarda bu virüsün kayısılarda % 56 oranında verim kaybına neden olduğu belirtilmiştir.

Bu hastalık etmeninin varlığı ülkemizin değişik bölgelerinde farklı sert ve yumu­şak çekirdekli meyve türlerinde rapor edilmiştir.Kültürel Önlemler :
* Virüsten ari üretim materyali kullanılmalıdır.
* Dayanıklı çeşitlerin kullanımı tercih edilmelidir.
* Fidanlıklar her vejetasyon döneminde kontrol edilerek, hastalık belirtileri gösteren fidanlar hemen sökülüp yok edilmelidir.
* Kültürel işlemler sırasında kullanılacak er türlü alet ve ekipman dezenfekte edilmelidir.
* Hastalıklı ağaçlardan aşı gözü alınmamalıdır.

Kamalı Nemotod

Hastalık Tanımı :
Kamalı nematodlar oldukça uzun (6 mm kadar olabilir), erkek ve dişisi iplik formunda olan nematodlardır. Baş bölgesinde 200 mikrona kadar varan uzunlukta çok uzun ağız iğneleri (Stilet) vardır.

Kamalı nematodlar içerisinde bağlardaki bulaşık soysuzlaşma virüsünün taşıyıcısı olan Xiphinema index 'in kuyruk kısmının sonunda çok bariz olmak üzere parmak şeklinde bir çıkıntı vardır.

Köklerin özsuyunu emerek beslenen larvalar olgunlaştıktan sonra çiftleşerek çevresindeki toprağa yumurtlarlar ve yumurtadan ergin hale geçince ye kadar dört larva devresi geçirirler.

İlkbaharın ilk aylarında yumurtlamaya hazır pek çok dişi nematoda rastlandığı halde, çok sıcak yaz aylarında bunlara nadiren rastlanır. Bazen ikinci bir üreme sonbaharda olur. Bu nematodlarda üreme hızı oldukça yavaştır.

X.index sera şartlarında hayat devresini 22 - 27 günde tamamladığı halde, diğer türlerde bu süre 1 - 3 yıl arasında değişir.

Kamalı nematodlar genellikle orta ve hafif yapıda ve ph'si 6,5-7,5 olan toprakları tercih ederler. Gelişmeleri için optimum sıcaklık 16-28 C arasında değişmekte ve en yüksek üreme 29 C' de olmaktadır.Yaşayış :
Ektoparazit olan Kamalı nematodların köklerde beslenmelerinden dolayı kök ucunda şişme, saçaklanma, kıvrılma, çürüme, bir yıllık genç emici köklerin uç kısımlarında açılmamış bezelye çiçeğine benzer şişkinlikler gibi belirtiler görülür.

Ayrıca Kamalı nematodlardan X.index asmalarda bulaşık soysuzlaşma virüsünün taşıyıcısı olduğundan, bu türün önemi bir kat daha artmaktadır. Bulaşık soysuzlaşma virüsünün X.index ile birlikte bulunduğu durumlarda asmaların yapraklarında sararmalar, çift yaprak çift sülük, boğum aralarının kısalması, yelpaze yapraklılık, asmada bodurlaşma, çubuklarda yassılaşma, salkımların ufak, danelerin irili ufaklı olması gibi belirtiler görülür.

Kamalı nematodlann topraktaki yoğunluğu oldukça at olduğundan, bitkide sadece beslenmeden dolayı yaptıkları direkt zararları önemsenecek oranda değildir. Fakat virüs taşıyıcısı olduğu bilinen X.index, Virüs hastalığı ile birlikte asmalarda zayıflama, durgunluk ve verim de azalma meydana getirerek bağlarda % 30 - 40 a varan oranlarda zarara neden olur.

Ege bölgesinde kamalı nematodların yedi türü vardır. Bunlar X. mediterraneum, X.index, K.itaüae, K.brevicolle, X.ingens, X. turcicum ve X. pyrenaicum dur. Bunların içinde en yaygın olanı X. mediterraneum ' dur. Ondan sonra sırasıyla X.index ve X.italiae gelir. Diğerleri çok az yaygındır. X.index Asma bulaşık soysuzlaşma virusun-dan başka ; Asma krom mozaik virüsü ve Arabis mozaik virüsünün, X. brevicolle domates halkalı leke virüsünün, X. italiae Asma bulaşık soysuzlaşma virüsünün taşıyıcıları

olup, diğer mevcut türler olan X. mediterraneum, X.ingens, K.turcicum ve X. pyrenaicum ise virüs taşımamaktadır. Marmara bölgesinde de en yaygın tür X. mediterraneum 'un da içinde bulunduğu X.americanum grubu nematodlardir. X. index ise tali derecede yaygındır ve yörede Kocaeli (Gebze), Tekirdağ (Merkez ve Mürefte) ve Sakarya (Geyve) bağ sahalarında bulunmaktadır.
Kültürel Önlemler :
Yeni bağ tesis edilecek arazilerden mutlaka toprak örneği alınıp, Kamalı nematodlar yönünden incelenmesi gerekir. Şayet inceleme sonucunda alınan örneklerde X.index çıkmış ise, bu nematodlar kısa boğum veya diğer bir deyimle Bulaşık soysuzlaşma virüs hastalığının taşıyıcısı olduğundan, o yerin nematod öldürücü bir ilaçla ilaçlanması ve dikilecek köklü bağ çubuklarının virüs hastalığından arı olması gerekir.

Kamalı nematodlarla bulaşık yeni sökülmüş bağ ve meyve bahçelerinde 2 veya 3 yıl bu nematodlar için konukçu olmayan kışlık tahıllar yetiştirilerek populasyon bir oranda azaltılır, ayrıca hasat sonunda sıcak yaz aylarında toprak 2-3 kez 30 - 40 cm. derinlikte alt üst edilerek yakıcı güneş ışınları ve rüzgarın etkisiyle nematod populasyonunu oldukça azaltmak mümkündür. Bağlar için Kısa boğum virüs hastalığında olduğu gibi meyveliklerde virüs sorunu bulunan durumlarda yeni meyvelik veya bağ tesisinden önce, tahıl gibi ara bitki yetiştiriciliği süresi en az 5 yıl olmalıdır. Bu arada toprak işlemeleri esnasında, eski bitki kökleri çok derinlerde olanlar da dahil daha ilk yıllarda tamamen toplanıp imha edilmelidir. Yapılan araştırmalara göre eski kök parçalan uzun yıllar canlılıklarını korumakta bünyelerinde virüsleri barındırmakta ve nematodlar için besin kaynağı olmaktadırlar.

Verimden düştüğü için sökülen bağların yerine 5 - 6 yıl süre ile bağ kurulmamalı ve ancak bu sürenin sonunda bu araziye kısa boğumdan arı anaç dikilmelidir.
Kimyasal Mücadele :
Kamalı nematodlardan X.index iç karantinaya dahil olan bir nematoddur. Bu nedenle bağ fidanlığı tesis edilecek alanlarda ilkbahar ve sonbahar aylarında alınacak toprak örneklerinin ilgili nematod yönünden tetkik edilmesi gereklidir.
Herhangi bir nematisitle boş saha ilaçlaması yapılabilir. ( Nematodlara karşı boş saha ilaçlamaları)

İlaç Detayları :
Etken MaddeFormülasyonMiktar
Dazomet % 98GR40 kg/da (dikilmeden 3 hafta önce)
Dichloropropene 1178,6 g/lLI23.8/28.5 l/da (dikilmeden 3 hafta önce)
Methyl bromide % 98GAZ60 kg/da (fidancılık yapılacak yerlerde)

Elma Yaprak Emicisi
X

(PİRESİ) :
(Psylla mali Schmidt., P. dubia, P. virildissima) :

Zararı : İlkbaharda gözlerin kabarma döneminde bazı çiçek ve yaprak tomurcuklarının tamamiyle açılmadığı görülür. Çünkü, bu gözler tatlımsı bir tabaka ile birbirine yapışmış ve bu tabaka üzerinde fumajin mantarları yerleşmiştir. Bu tomurcuklar, hemen kururlar ve kuvvetli tahribattan böylece hiç veya az meyve alınır.

Etmeni : Elma yaprak emicileri, tomurcuk ve taze yaprakları emerek beslenen ufak böceklerdir. Zarar gören tomurcuklarda yaprak bitine benzer sarımsı beyaz ve kırmızı renkli gözleri olan lârvalar görülür. Kışı yumurta halinde meyve ağaçlarının dal ve tomurcuklarında geçiren haşere, ilkbaharda gözlerin açılmasıyla birlikte, yumurtadan çıkar, yaprak ve tomurcukları emmeye başlar. Dişileri beyzi şekildeki sarı yumurtalarını Ağustos sonunda ağacın kabukları arasına bırakırlar. Bir dişi, takriben 100 yumurta bırakabilir ve yılda haşere yalnız bir nesil verir.

Ekonomik Önemi : Bu zararlı, kuvvetli tahribatta önemli derecede meyve kayıplarına sebep olurlar. Zararlı umumiyetle bakımsız meyve sahalarında görülür.

Mücadelesi : İlaçlı mücadele tavsiye edilir.

ELMA İÇ KURDU :
(Carpocapsa pomonella L., Cydia pomonella, Laspeyresia pomonella)

Zararı : Yumuşak çekirdekli meyvelerin en önemli zararlılarından biridir. Elmada zararı ekonomik bir önem taşır. Elmadan başka armut, kayısı ve ayvada da büyük zarar yapar. Yumuşak çekirdeklilerde, meyveler erken dökülür ve küçükken kurtlanan meyvelerde ise döküm daha da fazla olur. büyümüş meyvelerde dökülme nispeten azalır. Meyve üzerinde iç kurdunun açtığı bir delik ve etrafında pislikleri görülür. Meyve kesildiği zaman, meyve içerisinde çekirdeğe kadar uzanan bir yeme yolu ve pislikler vardır. Ekseriya meyve içerisinde beyazdan et kırmızısına kadar renkte ve baş tarafı kahverenginde olan larva (kurt) bulunur.

Etmeni : Zararı küçücük bir kelebek olan elma iç kurdunun (C. pomonella) tırtılı (larvası) yapar. Kışı meyve ağaçlarının kabuk ve çatlakları arasında kirli beyaz bir koza içerisinde larva olarak geçiren haşere, ilkbaharda pup olur. meyveler, aşağı yukarı iri nohut büyüklüğünü aldığında, haşerenin kozadan çıkan kelebekleri de görülmeye başlar. Kelebekler, gündüz saklanıp geceleri uçarlar. İklim şartlarına bağlı olarak ilk kelebek uçuşu Mayıs içerisinde olur. Görülen bu ilk kelebek uçuşlarını takip eden 2 hafta sonra esas uçuş başlar. Dişi kelebek yassı, yuvarlak gümüş gibi parlak, takriben 1 mm. boyundaki yumurtalarını tek
tek gelişmekte olan yeni meyvelere, yapraklara ve meyveye yakın sürgünler üzerine bırakır. Bir kelebek 80-100 yumurta bırakabilir. Havanın ısısına göre 7-14 gün sonra yumurtadan küçük tırtıllar çıkarlar. Bilhassa, meyve sapı, 2 meyvenin birbirine temas ettiği yerde boyun kısmından veya tepesinden içeri girerler. Meyvenin içerisine giren larva (kurt) çekirdek evine doğru iner ve o kısımı yiyerek beslenir. Önce beyaz, daha sonra et kırmızısı (pembe) olan larva takriben 3 hafta sonra gelişmiş olur. olgun larvaların (kurtların) başı kahverengi, vücutları ise pembe renktedir. Boyu 2 cm.'ye yakındır. Gelişmiş larvalar geniş galeriler açarak meyveyi terk ederler. Meyveyi terkeden larvalar, kendilerine saklanacak bir yer ararlar. Ağacın kavlamış kabukları altında yarık ve çatlaklar içerisinde sık dokulu beyaz bir koza örer ve bunun içerisinde pup olurlar. Bir müddet sonra tekrar kelebekler görülmeye başlarlar. Bu ikinci neslin kelebekleri yumurtalarının tamamını meyve üzerine bıraktıklarından tırtılları da gelişmiş meyvelerde zarar yaparlar. İklim şartlarına göre, bir yılda 2-3 nesil veren haşerenin son nesil larvaları kışı koza içerisinde larva halinde geçirirler ve ilkbaharda pup olurlar.

Ekonomik Önemi : Elma iç kurdu (C. pomonilla) yurdumuzda elmaların en önemli zararlısıdır. Elmadan başka armut, şeftali ve bazen de cevizde büyük kayıplara sebep olur.

Mücadelesi : Elma iç kurduna ilaçlı mücadele önerilir.


Elma Küllemesi

Hastalık, filizlenmeden (gözlerin kabarmasından) hemen sonra yeni sürgünlerde, yapraklarda, özellikle yaprakların alt yüzeyinde, çiçek ve çiçek tomurcuklarında, sürgün uçlarında beyaz unlu bir tabaka şeklinde görülür. Hastalıklı yapraklar gelişemez, yavaş yavaş kahverengi bir renk alır, daha sonra büzülüp kıvrılır ve kururlar. Çiçek taç yaprakları ise, yeşil bir renk alır, gelişemez, cılızlaşır ve sonunda kururlar.

Etmeni : Elma küllemesi hastalığın Podosphaera Ieucotricha mantarı yapar. Mantar (mysel) olarak; kışı odun veya meyve sürgünlerinin hemen hemen uç gözlerinde geçirir. (Yani yaprak ve meyve tomurcuklarında) hastalığa yakalanmış gözler, daha ince ve kurumuş görünümünde biraz açılmış vaziyettedirler. Hastalıklı tomurcuklar, sağlamlara nazaran daha geç açarlar. İlkbaharda gözlerin patlamasıyla birlikte külleme hastalığı da görülmeye başlar. Yaprak ve çiçekler üzerinde görülen un şeklindeki tabaka, sayısız (yaz sporları) ihtiva ederler.

Bu sporlar, rüzgar yardımıyla sıhhatli yaprak ve sürgünlere geçerek, uygun çoğalma şartlarında bilhassa yeterli ısıda çimlenerek ikinci enfeksiyonu husule getirirler. Bulaşma ne kadar erken olursa, elma çiçeği henüz daha açmadan hastalığa yakalanır. Bilhassa, erken filizlenmeden sonra ve soğuklar sebebiyle yavaş gelişme, hastalığın ikinci enfeksiyonunu kolaylaştırırlar. Yaşlı yaprak ve sürgünler hastalığa yakalanmazlar, elma çiçeklenme esnasında gelecek senenin meyve tomurcuklarına hastalık erkenden bulaşmış olur. mantar sporlarının gelişmesi için yağmur gerekli değildir.

Ekonomik Önemi : Hastalık, son yıllarda yapmış olduğu önemli zararlardan dolayı önem kazanmıştır. Eskiden, yalnız sıcak ve kuru bölgelerde, bazı önemsiz zararlara sebep olmaktaydı, hastalık fidanlıklarda da tehlikeli olabilir.

Mücadelesi : Hastalığın ilkbahar ve yaz aylarında, gelecek yılın tomurcuklarına bulaşmaması için ilaç uygulanır. İlâçlamaya, gözlerin patlama devresinden (filizlenmeden) hemen sonra başlanmalıdır. Sürgünün büyümesi ve gelişmesi nihayete erinceye kadar (tahminen Temmuzun ilk haftasında biter) 7-10 günlük muntazam aralıklarla ilâçlamaya devam edilir. Hastalığa karşı yalnız kimyevi mücadele değil, bunun yanında toprak bakımı, gübreleme, bilhassa potas çok önemlidir. Ağaçlar birbirlerine çok yakın dikilmeyip böylece iyi bir hava dolaşımı mümkün kılınmalıdır. Kış budamalarında son göz 2-3 yan göz dahil hasta dallar kesilmelidir. Gözlerin kabarmağa başlamasından sonra, çiçekten önce küllemeye tutulmuş sürgünler atılmalıdır, hatta yazın ikinci enfeksiyon sonunda ortaya çıkan küllemeli sürgünler de kesilmelidir.


Elma Kabuklu Biti
(Eriosama Ianigarum Rausm., Aphis Ianigera, Myzoxylus mali)

Zararı : Armut, ayva ve bilhassa elma ağaçlarında yeni sürgün, dal ve gövdelerinde beyaz pamuğa benzer yumak şeklinde görünüşleriyle ortaya çıkarlar. Bu pamuklu beyaz tabakanın altında koyu kırmızı renkte çok sayıda pamuklu bit vardır. Pamuk yumaklarının üzerine parmakla basıldığı takdirde içeriden kırmızı bir su çıkar. Pamuklu bit, emerek zarar yapar. Emgi yerlerinde kansere benzer şişlikler, yara ve urlar meydana getirirler. Pamuklu bitin meydana getirmiş olduğu bu urlar, nectirya galligina mantarının yaptığı dal kanseri urlarına benzerse de , bunlara karıştırılmamalıdır. Pamuklu bit, ağaçların, genç sürgünün dal ve gövdesinde yerleştiği yerlerde önemli zararlara sebebiyet verir. Ağacı zayıf düşürür gelişmesine mani olur ve hatta kurutabilir.

Etmeni : Zararı, ifrazatı beyaz bir tabaka veya pamuk halinde görülen pamuklu bit yapar. Elma pamuklu biti aphidae familyasından olup karnının gerisindeki deliklerden, ince pamukçuklar ifraz eder. Bu sebepten pamuklu bir görünüş arzederler. Pamuklu bit, rutubetli sıcak hava şartlarında daha kolay gelişir ve çoğalır. Sıcak bölgelerde dişiler, yumurtalarını bıraktıktan sonra dallarda veya kök boğazlarında kışı geçirirler. Kış mutedil geçerse, ağacın üzerinde, dallarda koloni halinde geçirirler. Kışı kök boğazında geçiren bit burada kansere benzeyen urlar meydana getirir. Soğuk bölgelerde ise kışı yumurta halinde veya pup olarak geçirir. İlkbaharda yumurtadan çıkan larvalarda kanat yoktur. Vücudu beyaz bir ifrazatla kaplı olan larva, daha sonra kanatlanır. Kanatlı dişiler yaz boyunca yayılmayı sağlarlar. Çoğalmada döllenme yoktur ve iyi şartlarda bir dişi, yüzün üzerinde canlı yavru meydana getirebilir.

Ekonomik Önemi : Pamuklu bit 18.yüzyılın sonunda Kuzey Amerika'dan Avrupa'ya geçmiş ve bugün elmanın en önemli zararlılarından biridir. Bitki özsuyunu emerek beslendiğinden, ağaçta gelişmeyi durdurur ve onun kurumasına sebep olabilir. Haşere, bilhassa sıcak rutubetli yerlerde, yani rüzgar tutmayan meyveliklerde çok tehlikelidir. Çünkü, böyle sahalar, bitin çoğalması için çok elverişlidir. Her elma türü, bu haşereden aynı derecede zarar görmez.

Mücadelesi : Pamuklu bit ile, en iyi mücadele, zararlının kışlık barınaklarını terk ettiği esnada yapılır. Bu sebeple, fare kulağı başlangıcı devresinde ilk ilaçlamaya başlanmalıdır.Uzmana danışınız.

ELMA GÖZ KURDU (Elma Çiçek Delicisi ) :
(Anthonomus pomorum L.)

Zararı : Elma ve armutlarda zarar yapan haşere kolaylıkla farkedilir. Elam ve armut çiçeklerinin bir kısım .içek taç yapraklarının açılmadığı, balon şeklinde kapalı kaldığı görülür. Açılmayan bu çiçekler, başlangıçta kahverengi bir renk alır, bilahare kararır ve kururlar. Böyle tomurcuklar açılınca içlerinde, bacaksız açık sarımsı veya krem renginde kurt veya haşerenin pupları bulunur. Çiçeğin iç kısmı yenmiştir, taç yaprakları ise yanık bir vaziyet almıştır.

Etmeni : Zararı, hortumlu bir böcek olan elam göz kurdu yapar. Elma göz kurdu ergini 5 mm. uzunluğunda 3 mm. genişliğinde ve gri kahverengi renktedir. Haşerenin vücudunun üstü ince gri renkli bir tüyle kaplıdır. Kışı ergin olarak geçiren haşere, erken ilkbaharda (Mart ayı içinde) gıdalanmak üzere

kışlaklarını terkeder, böylece hortumuyla tomurcukları delerek gıda almaya başlar, bu sebepten de çiçek tomurcuklarının önemli bir kısmı tahrip edilmiş olur. Gıdalanan haşere çiftleşir, ve dişi henüz kapalı bulunan çiçek tomurcuğunu delerek buraya yumurta bırakır. Çiçek tomurcuğu içerisinde yumurtadan lârva (kurtçuk) çıkar. Lârva çiçeğin polen tozları ve iç yapraklarını yiyerek beslenir. Gelişen lârva bir haftalık dinlenmeyi takiben ergin hale geçer ve zarar görmüş çiçeği delerek buradan dışarı çıkar. Bu seferde haşere yaprakta gıdalanır. Sonbaharda, kışı geçirmek için, bilhassa ağaç kabukları altında kendine bir yer arar.

Ekonomik Önemi : Yurdumuzun bazı meyve sahalarında görülen bu zararlıya karşı, zaman zaman mücadele yapılması zaruri olur.

Mücadelesi : Haşereye karşı mücadele, yumurta bırakmadan önce yapılmalıdır. Böylece, kışlaklarını terkedip gıdalanmak üzere tomurcuklara gelen haşere ilâçlanmış tomurcuğa değerek veya onun yediği esnada öldürülüş olur. bu sebeple, ilâçlamaya takriben Mart ayı ikinci yarısında başlanmalıdır.


Elma Destereli Arısı
Hoplocampa vestudinea Klg.) (Hoplocampa brevis Klg.)

Zararı : Henüz fındık büyüklüğünde olan meyvelerin döküldüğü zaman görülür. Bakıldığında, meyvelerin içi kemirilerek oyulmuş ve pisliklerle doludur. Meyvenin dışında da bir kemirme deliği vardır. Henüz dökülmemiş, ağaçta asılı meyvelerde de aynı şekilde deliklere tesadüf edilir. Bu meyveleri de içeriden beyaz renkli 10 çift bacaklı olan lârva kemirerek yer. Elmalarda meyve kabuğunun altında spiral olarak açılmış bir minir yolu vardır. Destereli arı tahribatı, meyve yüzünde elma iç kurduna benzese de, ondan farklıdır. Bu zarar ekseriya daha geç görülür. Elma iç kurdu zararı birbiriyle birleşen geniş oyuklar yerine bilâkis galeriler meydana getirir. Böylece, destereli arının çıkış delikleri ve meyve içinde kemirerek açtığı oyuk, elma iç kurdunun yaptığından daha büyüktür. Ayrıca, tahtakurusu gibi kokmaları ile de tefrik edilirler. Elma iç kurdu lârvalarının 8 çift bacağı olmasına mukabil, bunların 10 çift bacakları vardır.

Etmeni : Yukarıda bahsedilen bu zararları elmada, elma destereli arısı (hoplocampa Testudinea) armutta ise armut destereli arısı h.b yapar. Haşerelerin yaşayışı erik destereli arısına benzer. İlkbaharda armut ve elma ağaçları çiçek açarken haşere erginleri de görülmeye başlar. Dişilerin karınlarının nihayetinde destereye benzer çıkıntıların oluşu, bunların destereli arı ismini almalarına sebep olmuştur. Dişi arı destreye benzeyen çıkıntılarıyla henüz teşekkül etmekte olan meyvenin kaliks yapraklarının alt tarafını çizerek yumurtalarını bunun içine bırakır. 8-14 gün sonra yumurtadan çıkan lârvalar henüz teşekkül etmekte olan genç meyveyi kemirmeye başlarlar. Bir lârva, birkaç meyvede zarar yapabilir. Elma destereli arsı lârvası, ilk zararını meyvede ekseriya kabuğun hemen altındaki tabakayı kemirerek yapar. Bu minir yolu daha sonra, mantarlaşır ve olgun meyvelerde dar bir bant şeklinde kendini gösterir. Lârva çekirdek ve meyve etini de tahrip eder. Olgun lârva meyveden çıkar, toprağa iner ve orada 10-12 cm. derinlikte topraktan yaptığı bir kokon içerisinde kışı hareketsiz olarak geçirir. İlkbaharda pup olur ve bir müddet sonra da topraktan çıkarak uçar.

Ekonomik Önemi : Yazlık elmalarda, elma destereli arılarının yapmış oldukları zarar çok önemlidir. Bir kısım meyveler daha küçükken dökülür, ağaçta kalanlar ise kalite bakımından çok düşük olurlar.

Mücadelesi : Erik destereli arılarına karşı uygulanan şeklin aynıdır.

ELMA AĞ KURDU :
(Hyponomeuta malinellus Zell, H. malinella, H. padellus malinellus) :

İlkbaharda (Nisan sonu Haziranın ilk yarısına kadar) başta olmak üzere; kayısı, erik, badem ağaçlarında büyük, sık veya ekseriya birkaç yaprağı kaplıyan, üzerlerinde tırtıllar bulunan ağlar görülür. Bu, tırtıllar tarafından yenerek, yalnız iskeleti kalmış yaprakları görmek te mümkündür. Kuvvetli bir tırtıl akımıyla bütün ağaçların ipek gibi parlayan ağlarla kaplandığına rastlanır. Oldukça obur olan tırtıllar, kısa bir zaman zarfında ağacın yapraklarını yiyerek onu kel hale getirirler.

Etmeni : Bu zararı, Elma ağkurdunun ağlar içerisinde yaşayan tırtıllar yapar. Gelişmiş bir tırtılım boyu, takriben 15 mm., rengi ise gri sarı siyah lekeli olup, başları koyu renktedir. Haziran ayında tırtıllar bulundukları yuvalarında beyaz bir kokon içerisinde pup olurlar. Kelebekler, ön kanatları beyaz ve üzerleri siyah noktalı, arka kanatları ise gri renkte ve kenarları püsküllüdür. Dişi kelebekler yumurtalarını çok sayıda paketler halinde ince dallar üzerine bırakır, sonradan sertleşerek dal rengini alan bir ifrazatla üzerlerini örterler. Yumurtalardan 15-20 gün sonra, tırtıllar çıkar. Çıkan bu tırtıllar, ilkbahara kadar üzerlerindeki bu örtünün altında kalırlar. İlkbaharda, kış barınaklarını terk ettikten sonra, tırtıllar önce tomurcukları yemeye başlarlar. Daha sonra, yaprakların etli kısımlarını da kel bırakıncaya kadar yerler.
Ekonomik Önemi : Haşere çok olduğu zaman, ağaçları yapraksız kel yapacak kadar tahribat yapar. Az olmaları halinde de yine zararları önem taşır. Çünkü, sürgün uçları, çiçekler ve meyveler haşereden çok zarar görürler.

Mücadelesi : İlaçlı mücadele önerilir.

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.