Dut Yetistiriciligi ve Dut Yetistiriciliginde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Dut Yetistiriciligi |
![]() |
![]() |
GİRİŞ
Kuzey
yarı kürenin genellikle ılıman ve subtropik bölgelerinde
yetiştirilmekte olan dut (Morus spp.) Urticales takımının Moraceae
familyasının Morus cinsine girmektedir. Ülkemizde meyvesinden
yararlanılan ve yaygın olarak yetiştirilen dut türleri Morus alba (beyaz
dut), M. nigra (karadut) ve M. rubra (kırmızı veya mor dut) olmakla
birlikte daha onlarca türü bulunmaktadır. Meyvecilik kültürü çok
eskilere dayanan ülkemiz, dutun anavatanlarından ve doğal yayılış
alanlarından olmasına karşın, bu genetik potansiyel yeterince
değerlendirilememiştir. Meyve kalitesi bakımından oldukça üstün
özelliklere sahip olan birçok genotip yalnızca kerestesinden yararlanmak
amacıyla kesilerek yok edilmiştir. Bu nedenle 1970’li yıllarda
Türkiye’nin yaklaşık 5 milyon adet dut ağacı ve 100 000 ton civarında
üretimi bulunurken bugün bu rakamlar; 2.500.000 adet dut ağacına ve
50.000 ton üretime gerilemiş durumdadır.
Dut üretiminin
en yoğun olduğu iller; Malatya, Ankara, Erzincan, Elazığ, Erzurum, Ordu
ve K.Maraş olarak verilebilmektedir. Günümüzde taze tüketiminin yanı
sıra işlenmiş ürünlerinin de besleyici özelliği sayesinde dut önemli bir
potansiyele sahiptir. Yetiştiği yörelerde meyvesinden pekmez, reçel,
pestil, dut ezmesi, dut kurusu, meyveli dondurma, cevizli sucuk, sirke,
meyve suyu konsantresi, ispirto gibi onlarca ürün yapılmaktadır.
Özellikle karadut suyu son yıllarda oldukça yaygın bir içecek haline
gelmiş ve aranan bir meyve olmuştur. Dut sevilerek yenen bir meyve
olmasına karşın meyvesi çok yumuşak olduğundan soğukta saklama süresi
çok kısadır. Bu yüzden taze olarak tüketimi sadece hasat dönemi ile
sınırlı olan bir meyvedir. Ancak, özellikle karadutlar soğuk hava
depolarında bir ay süre ile veya derin dondurucularda uzun süre
saklanabilmektedir. Bu durum karadutların sanayide işlenmesi için bir
avantaj sağlayabilmektedir.
İÇERİĞİ VE DEĞERLENDİRME ŞEKİLLERİ
Taze Dut Meyvesinin İçerdiği Önemli Besin Değerleri (100 g); 93 kalori:
0,9 gr protein; 19,8 gr karbonhidrat; 1,1 gr yağ; 0,9 gr lif; 60 mg
kalsiyum; 1.1 mg demir; 0,05 mg B1 vitamini; 0,07 mg B2 vitamini; 0,2 mg
B3 vitamini ve 17 mg C vitamini olarak belirtilmektedir. Türkiye’de
dutların henüz tip özelliğinde olması nedeniyle ticari bahçe kurmaya
karar verildiğinde diğer türlerde olduğu gibi onlarca çeşit-anaç
zenginliği ve fidan bulunamamaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde de dut
genellikle ipekböceği yetiştiriciliğinde kullanılmakta meyvesi için
yetiştirilmemektedir. Bu nedenle dut ağacı, meyvesi ve yetiştiriciliği
hakkındaki bilgiler sınırlıdır.
Türkiye’de oran olarak
baktığımızda beyaz dut ağırlıklı % 97, Karadut ve Kırmızı dut ise % 3
civarında üretim veya tüketimde yerini almaktadır. Ülkemizde üretilen
dut meyvelerinin % 70 pekmez üretiminde kullanılıyor, % 10 köme
üretiminde, % 3 pestil, % 4 kuru dut ve % 5 de sofralık olarak ve kalan %
8 lik oran ise diğer üretim kollarında değerlendiriliyor.
EKOLOJİK İSTEKLER
Dut iklim ve toprak koşulları bakımından çok seçici olmadığından
ülkemizin hemen hemen her ilinde rahatlıkla yetiştirilebilmektedir.
İklim isteği:
Dut, daha çok sıcak ılıman ve bol güneşli bölgelerin bitkisidir.
Türkiye'nin meyve ağacı yetiştirilen pek çok yerinde dut ağacı da
rahatlıkla yetiştirilebilmektedir.
Toprak isteği:
Dut ağacı, en iyi tınlı, kumlu-tınlı ya da killi-tınlı topraklarda
yetişir. Toprağın pH değeri 6,5-7 olmalıdır. Özellikle dut ağacının
dikildiği yerde, taban suyu toprak yüzeyine yakın olmamalıdır.
KÜLTÜREL İŞLEMLER
Toprak İşleme:
Bölgenin iklim özelliklerine bakılarak açık veya örtülü toprak işleme
sistemleri kullanılabilir. Su kaynakları yeterli olduğu takdirde örtülü
veya yarı-örtülü sistemlerin kullanılması tavsiye edilir. Örtülü toprak
işlemede sadece aşırı boylanmış olan otlar biçilir veya özellikle ağaç
altlarında yabancı ot ilaçları ile düzenli bir mücadele yapılır.
Sonbahar ve kış aylarında ise bir kez toprak işleme yapılır veya hiç
yapılmaz. Özellikle genç bahçelerde yabancı ot ilacı kullanırken
dikkatli olunmalıdır.
Sulama:
Dut
ağaçları, toprağı nemli olduğu sürece iyi gelişir ve ürün verimi artar.
Yaz mevsiminde, sıcak ve kurak dönemlerde ağaca iyi gelen toprak nemini
korumak üzere ağaçlara sulama yapılması gerekir. Bu şekilde dut
ağaçlarının ürün verimi %50 kadar artırılabilir. Ancak ağaçlarına
verilecek olan suyun kalitesi iyi olmalı ve aşırıya kaçılmamalıdır.
Gübreleme:
Dut ağaçlarının iyi gelişmesi ve ürün veriminin artırılması için
azotlu, fosfatlı ve potaslı kimyevi kompoze gübrelerin verilmesi
gerekir. Gübreleme için bahçemizde yapılacak yaprak ve toprak
analizlerine göre verilecek gübre değerleri saptanır. Gübreler ilkbahar,
yaz ve sonbaharda üç defada verilebileceği unutulmamalıdır. Sulama
imkânının olmadığı bahçelerde ise; fosfatlı ve potaslı gübreler
sonbaharda, azotlu gübreler ise ilkbaharda verilr.
Budama:
Bahçemize dikilen dut fidanları gelişmeye başlayınca şekil budamaları,
ürün vermeye başladıklarında da ürün budamaları yapılmaya başlanır.
Ağaçların gelişimi ve ürün vermesi bakımından budamanın doğru yapılması
büyük önem taşıdığından, uygulamanın dut ağaçlarını iyi tanıyan kişiler
tarafından gerçekleştirilmesi yerinde olur. Özellikle beyaz ve kırmızı
dut çeşitlerinin daha uzun sürgünler verdiği ve hızlı büyüdüğü, karadut
tiplerinin ise daha kısa sürgünler vererek yavaş, sağlıklı ve büyük
ağaçlar meydana getirebileceği düşünülerek buna uygun şekiller verilmeye
çalışılmalıdır. Verim çağındaki dut ağaçlarına aşırı sert kesimler
yapılarak obur sürgün oluşumuna imkân sağlanmamalıdır. Türlerin kendine
has büyüme şekilleri dikkate alınarak budama ve terbiyeleri
yapılmalıdır.
Hasat:
Dut ağaçları, meyveleri olgunlaştığında altına temiz bir örtü yayılarak
ve ağaç dalları sallanıp meyveleri düşürülerek hasat edilir. Dut
ağaçlarına, hasat uygulamasında kesinlikle sopalarla vurulmamalı ve
dallarına zarar verilmemelidir. Ayrıca karadut tipleri daldan kolay
kopmadıkları için elle hasat yapılmaları bir zorunluluk arz etmektedir.
Kurutmalık bazı dut tipleri de ağaç üzerinde kuruduktan sonra hasat
edilirler (Oltu-Erzurum).
Hastalık ve Zararlılarıyla Mücadele:
Fazla
bir hastalığı olmayan bu türün ağaçları özellikle ağır ve ıslak
topraklarda kök ve kök-boğazı hastalıklarına karşı dikkatli
olunmalıdır. Dut ağaçlarında daha çok kabuklu ve unlu bitler zarar
yapmaktadır. Bu tip zararlıların yoğunluğu arttığında mutlaka hasattan
sonra veya kış mücadelesi yapılmalıdır. Bazı yıllarda ağ kurtlarının
zararı vb. zararlılarla teknik talimatlarda belirtildiği şekilde ilaçlı
mücadele yapmaya ihtiyaç duyulabilir.
KAYNAK: TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI