Korunga Yetiştiriciliği
KORUNGA YETİŞTİRİCİLİĞİ
İKLİM ve TOPRAK İSTEĞİ
Korunga her iklimde yetişebilen kurağa ve özellikle soğuğa çok dayanıklı bir baklagil yem bitkisidir. İlk yıl fide döneminde soğuğa karşı hassastır. İkinci yıldan sonra soğuktan zarar görmez. Donlara karşı dayanıklılığı yaşlandıkça artmaktadır. Kurak bir ortam istemesine karşın sıcaklık istekleri yoncadan daha azdır. Doğu ve Güney Doğu ile İç Anadolunun soğuk ve kurak koşullarındaki ekim sistemine çok iyi uyan bir bitki olup böyle çevre koşullarında korunganın yerine yetişebilecek başka baklagil yem bitkisi yoktur (Elçi, ekiz ve sancak 1996). Korunga ılıman iklim bölgelerinde de iyi gelişebilmektedir. Yıllık yağışı 300 mm olan bölgelerde başarıyla yetiştirilip biçip alınabilmektedir. Çiçeklenme döneminde iken bol ve sürekli yağmurlar ve uzun zaman devam eden bulutlu devreler nedeni ile bitkide tohum oluşmayabilir.
Korunga toprak istekleri bakımından
kanaatkârdır. Toprak seçiciliği olmamakla beraber derin yapılı, geçirgen,
gevşek, kuru ve kireçli, tınılı-kumlu toprakları sever. Yonca tarımına uygun
olmayan zayıf ve çakıllı topraklarda korunga yetiştirilebilir. Hatta alt
katlarında köklerin işlemesine imkan verecek çatlakların bulunması koşuluyla,
taşlı kayalık arazide de tarımı yapılabilmektedir. Bu gibi kayalık yerlerin
değerlendirilmesinde, kumlu arazide,kurak ve kireçli yerlerde korunga tarımı
büyük önem taşımaktadır. Korunganın tuza dayanıklılığı zayıftır. Taban suyu
yüksek, ağır, killi ve ıslak, kireçsiz, asiditesi yüksek topraklar korunga
tarımına pek elverişli değildir.
TOPRAK HAZIRLIĞI ve EKİM
Korunga iyi hazırlanmış, keseksiz ve
bastırılmış bir tohum yatağı istemektedir. Korunganın ilk yılkı gelişmesi ve
rekabet gücünün çok zayıf olması ve tesis edilecek korungadan 3-4 yıl süreyle
yararlanılacak olması nedeniyle tohum yatağının mutlaka yabancı bitkilerden
temizlenmiş olması gerekir. Korunga hasadında kullanılan biçme ve balyalama
makinaları zemine çok yakın mesafede çalıştırılmaktadır. Bu nedenle hasat
kayıplarına ve alet hasarlanmalarına engel olmak için korunga tesis edilecek
tarlanın düzgün ve tesviyeli olmasına dikkat edilmesi varsa taşların toplanıp
tarladan uzaklaştırılması gereklidir. İşletmelerimizde korunga kıraç alanlarda
ekilmekte, buğday ve arpa ile münavebeye sokulmaktadır. Tarladaki ön bitki
hasat edildikten ve bitki artıkları kaldırıldıktan sonra tercihen güz aylarında
yada ekim öncesi ilk baharda toprak tava gelince sürülür.
Ekim öncesinde uygun ikileme aletleri
kullanarak tohum yatağı hazırlanır, gerekirse tapan çekilerek zemin
düzeltilmelidir. Tohum yatağı hazırlanırken aşırı toprak işlemeden
kaçınılmalıdır. Aksi takdirde her toprak işlemede toprak tavı kaçmakta çimlenme
ve çıkış risk altına girmektedir. Fidelerin bir çoğu kurak yaz aylarına
dayanamayıp ölmekte geri kalanlar sert kış şartlarına zayıf girmekte ve
soğuktan zarar görmektedirler. Bu durum tesisin ömrünü ve verimini
düşürmektedir.
Korunganın her türlü iklim şartlarında
en iyi ekim zamanı erken ilkbahardır. Ancak ılıman iklim bölgelerinde
sonbaharda da ekilebilmektedir (Gençkan - 1992). Kıraç şartlarda tarımı
yapıldığından, kuruya ekimden kaçınılmalı ekimde gecikilmemelidir. İlkbaharda
uygun toprak tavı ve sıcaklığı yakalandığı anda korunga ekimi yapılarak,
çimlenme ve çıkış sağlanmalı sonradan gelecek yağışlardan bitkinin faydalanıp
kurak yaz aylarına kuvvetli girmesi temin edilmelidir. korunga ekimi Accord
tipi pinomatik mibzerlerle yapılmaktadır. Ekimde sıra arası mesafe 12,5 cm
olarak tutulmakta, 2-5 cm derinliğe ekim yapılmaktadır. Ekimde 6-10 kg/da
arasında değişmekle birlikte, ortalama 8 kg/da baklalı tohum kullanır. Ekimle
birlikte toprağa 14-1 5 kg/da DAP gübresi verilir. Ekimden önce korunga
tohumlarının, havanın serbest azotunu korunga köklerinde nodoziteler
oluşturarak toprağa bağlayan (rhizobium) bakteri kültürü ile aşılanması
gereklidir. Aşılama işlemi direkt güneş ışığı olmayan yerlerde %10 luk şekerli
suyla hafifçe nemlendirildikten sonra yapılmalı, aşılanan tohum gölge bir yerde
kurutulduktan sonra en geç 24 saat içinde ekilmelidir. Ekimden sonra tohum
yatağını sıkıştırmak ve taban tavını yukarı çıkarıp daha iyi bir çimlenme ve
çıkış sağlamak ve kısmen de zemini düzeltmek için merdane veya silindir
çekilmelidir. Korunga tohumları toprak sıcaklığı ve tavı uygun olduğunda 4-10
gün içinde çimlenerek fideler toprak üstüne çıkmaya başlar.
BAKIM ve ÜST GÜBRELEME
İlk yıl fide gelişimi yavaştır. İlk
gelişme döneminde hassas olması nedeniyle iyi bir gelişme sağlasa bile ilk yıl
korunga tesisine kesinlikle hayvan sokmamalı ve çok iyi korunmalıdır. İkinci ve
üçüncü yıllarda ilkbaharda ota biçilecek korungalıklarda 3-5 kg/da saf azot (N)
üzerinden üst gübreleme yapılması verimi artırmaktadır. İlk yıl aşırı otlanma
olan yerlerde yabancı otların tohum bağlamalarına engel olabilmek için aktif
çayır biçme makinaları kullanılarak korunga fidelerine zarar vermeyecek şekilde
temizlik biçimi yapılabilir.
SULAMA
Ortalama olarak tohumlar 5 gün sonra
çimlenmeye başlar. Çimlenme, çıkış ve fide döneminde toprağın üst tabakasının
nem oranının korunması için ekimi takip eden 2-3 hafta içinde az miktarda ancak
sık sık sulama yapmak gerekir. Bitkinin gelişmesinden sonra sulama sayısı,
toprak yapısı ve buharlaşma oranına bağlı olarak yapılmalıdır. Ortalama her
sulamada su miktarı 30 ton/dekar veya 30 mm/dekar'dır.
HASTALIKLARI ve ZARARLILARI
Korunga tarımını engelleyen ve ekonomik
kayıplara neden olan korungaya zarar veren etmenlerle mücadele konusunda
yeterince çalışma yapılmamış olup herhangi bir kimyasal mücadele yöntemi ortaya
konmamıştır. Mücadelede, alınacak kültürel tedbirler ön plana çıkmaktadır.
Korunga hastalıkları üzerinde fazla çalışılmamıştır. Bazı bölgelerde kök
çürüklüğü, solgunluk ve fungusların yol açtığı gövde zararlanmaları
görülmektedir (Fırıncıoğlu ve ünal 1997). Korunga hastalıklarına karşı alınacak
kültürel tedbirler olarak, hasat edilen sahalarda balyalama işlemi yapıldıktan
sonra balyaların çabuk kaldırılmasıdır. Aksi takdirde balya altındaki
korungalarda havasızlığa bağlı olarak küflenme, çürüme ve ölmeler olmaktadır.
HASAT ve VERİM
Ot Hasadı:
Yapılan araştırmalar korungada kuru ot için en uygun hasat zamanının, çiçeklenme
başlangıcı (%10 çiçeklenme) olduğunu göstermiştir. Biçim geciktirilecek olursa
korunga gövdeleri odunlaşmakta selüloz oranı artmakta ve ham protein oranı
düşmektedir. korunga otu hasadı, kuhn tipi tamburlu çayır biçme makinaları yada
aktif çayır biçme makinaları kullanılarak yapılmaktadır. Kuhn tipi çayır biçme
makinelerinin biçim randımanı yüksektir. Biçtiği otu sıkma ve namlu yapma
düzeni vardır. Sıkma düzeninden geçen ot namluda çabucak kurumakta, iki gün
içinde balyalanmaya geçilebilmektedir. Bu şekilde balyalanan otun rengi
solmamakta, yaprak ve çiçeğini dökmemekte, kalitesi yüksek olmaktadır. Aktif
çayır biçme makinaları kullanılarak yapılan biçimden sonra, biçilen otlar
olduğu gibi soldurulmaya tabi tutulur. Yeterince soldurulan otlar akrobat tırmık
kullanılarak namlu yapılır, balyalamaya hazır hale getirilir. Yaprak ve çiçek
dökülmesine engel olmak için tırmıklama sabahleyin serin vakitlerde
yapılmalıdır. Namlu haline getirilen otlar, yeterince kuruduğuna karar
verildikten sonra balya makineleriyle balyalanır. İşletmelerimizde balyalamada
rulo tip balya yapan makineler kullanılmaktadır.
Tohum Hasadı: İşletmelerimizde tohumluk korunga hasadı biçerdöverlerle yapılmaktadır. Tohumluk hasadına, başağın alt kısmındaki baklalar kahve rengini alır almaz ve ilk tohumlar dökülmeye başladığı zaman girilmelidir. Hasatta gecikilirse, olgulaşan baklalar dökülmekte, başaklar kırılabilmekte, tohum kaybı artmakta, verim düşmektedir. Hasada erken girildiğinde, hasat edilen mahsülün nem oranının yüksek olması nedeniyle, yığında kızışma riski fazla olmaktadır. Erken hasatta verim artmakta ancak tohumların çimlenme yüzdesi düşmektedir. Temiz bir korunga tohumluğu hazırlayabilmek için, tohuma biçilecek korungalıklarda yabancı otların yoğun olduğu bölgelerin önceden tespit edilerek ota biçilmesi, hasat edilen çepelli mahsulün temiz olmasına dikkat edilmesi gereklidir. Tarladaki yoğunlukları az bile olsa yayılmalarını engellemek için, kangal, köygöçüren, sarı ot, pelemir ve küçük çayır düğmesi gibi bitkilerin bulunduğu alanlar tohumluk olarak biçilmemelidir.